Mahalli seçimler 2013 sonbaharında yapılıyor. Devlet Bakanı Bekir Bozdağ hükümetin bu konudaki görüşlerini açıkladı. Seçimler zorlu kış şartları göz önüne alınarak ekim, kasım aralık aylarından birisinde yapılacak. 2013 sonbaharında yapılması düşünülen seçimler için hükümet bir kereye mahsus bir değişiklik önerisi ile siyasi partilerden görüş ve destek turlarına başlayacak. Uzlaşı durumunda mahalli seçimlere tam 1 yıl sonra yapılacak, seçim takviminin yasalara uygun olarak işlemesi için de kollar sıvanacak. Önümüzdeki haftadan itibaren ülkenin gündemine oturacak olan mahalli seçimlere hazırlıklarda başlayacak.
***
Ülke genelini bilemeyiz ama bu kentin siyasi partilerinin çoğunluğunda “daha bir yıl var, bir görelim bakalım” zihniyeti ile hareket edenler yine her şeyi son 3 aya sıkıştıracaklar gibi görünüyor. Mahalli seçimlere hazırlık anlamında bugüne kadar sadece Ak Parti’de bir çalışma yapıldığı gözlemlendi. Ak Partililer sandık başında görev yapacak 22 bin kişinin eğitimine geçtiğimiz aylarda başladı. Bunun dışında bir yandan harala gürele üye kayıtları devam ederken diğer yandan da sandık görevlileri birebir halkla temasa başladılar.
***
Ak Parti il yönetimi hazırlıklarını “Büyükşehir” üzerinden yaparken 34. kongresini yapan ve kadrolarını yenileyen CHP’de mahalli seçime yönelik bir çalışma henüz başlayamadı. Bunun bir sürü nedeni olsa da bir grup CHP’li yönetici hala Muğla’nın Büyükşehir olmayacağı beklentisini sürdürüyor. Bu beklenti sadece bu kente dair bir beklenti değil. Beklenti genel merkez patentli. CHP genel merkezinde de bu türde bir görüşü savunan üst düzey yöneticiler mevcut. Geçtiğimiz günlerde Muğla merkezde Ak Parti’nin bir Ankara firmasına yaptırdığı iddia edilen kamuouyu araştırmasının CHP’li Belediye Başkanı Osman Gürün’e yönelik olmasına, Gürün’e yönelik soruların çoğunlukta olmasına bir anlam verilememişti. Bu görüşün sahiplerine göre anlam ortada. Muğla Büyükşehir olmayabilir…
***
Kamuoyunda Muğla örgütünün bu türde bir düşünceye de sahip olduğu ve işi ağırdan aldığı görüşü hakim. Yine bu görüşün iddialarına göre CHP örgütü mahalli seçimler için belirleyeceği yol haritasını Ak Parti’nin yapacağı hamlelere endekslemiş durumda. Görünen o ki; CHP stratejisini ve yöntemini AKP’ye göre belirleyecek. Bu durumda mahalli seçimlerin egemen gücü CHP ilk kez takip edilen değil, takip eden konuma gelecek. Bu kimilerine göre travmaya yol açacak kadar büyük bir tehlike. Şu ana kadar CHP’nin stratejistleri şehir ister büyük olsun isterse küçük kalsın bir planlama ve yöntem belirlemiş olmalıydılar.
Oysa bırakın seçim çalışmaları yapmayı, stratejik planlamayı 34. il kongresinden yara bere içinde çıkan örgüt kongreye damgasını vuran kişisel hesapları bile henüz rafa kaldırabilmiş değil. Kongre sonrasında bir derlenme toparlanma hala sağlanabilmiş değil. Hala ayrılar ayrı, aynılar aynı yerde…
***
Muğla CHP içeresindeki kargaşa, taraflılık ve ayrışma genel merkezin yürütme kurullarının belirlenmesinde ortaya çıktı. Her dönemde yürütme kurullarında temsil hakkı alan Muğla bu dönem MYK’da yer alamadı. Öneren isimler, öneriler isimler çelişkisi sonucu ortaya çıkan bu tablonun sanat danışmanlarını Ankara’da değil Muğla’da aramak gerek. Kesinlik kazanan bir görüşün iddiasına göre; Ankara’dan bakınca Muğla artık sorunlu bir bölge.
***
Mahalli seçimlerin yenilmez baş pehlivanı, CHP’nin parlayan yıldızı Muğla bu tanımdan “sorunlu bölge” tanımına taşındı. Bu tanımı abartılı bulanlar kendilerini yakın süreçteki bir yüzleşmeye hazırlasınlar. Ya da partinin yürütme kurullarındaki dostlarını, ağabeylerini arasınlar. CHP mutlu azınlığın partisi değildir. Kimse hiçbir şey yokmuş gibi davranmasın. Ankara’dan bakınca Muğla artık sorunlu bir bölge. Sorunlu bölge için acil eylem planını da Muğla kendisi hazırlamak, acil kriz masası etrafında toplanmak zorunda. Bu kabiliyetten yoksun kalınması durumunda başka unsurların devreye gireceği unutulmasın. Uyaralım! Yüksek siyaset Muğla’nın bu kabiliyetini göstermesini bekliyor.
***
Siyasi tarihimizin en önemli seçimi olarak anılan 2013 mahalli seçimlerinin telafisi yok. İl oluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanan, değişim isterken, dönüşmek istemeyen kentin ikinci yüzyıllık yol haritası siyasi partiler ve onun yöneticilerinin elinde şekillenecek. Kim ne söyleyecekse bu süreçte söyleyecek.