Statüko büyük bir değişime karşı çıkan ve mevcut yapıyı korumaya çalışan sistemin adıdır. Büyük bir değişime karşı çıkılması da statükoyu koruyandır. Toplum, aynı yerleşkede bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümünden oluşur. Toplumsal devinim de, değişiklik yapmak ya da bu tür değişiklikleri engellemek adına statükoya meydan okuyan olguların en iyi örneğidir. Toplumsal devinim, bizim kültürel yapımızı ve toplumsal iklimimizi açıklayandır ve statüko değişimini sağlayacak yegane unsurdur.
Statüko; olanı, mevcut yapıyı somutlaştırandır. Bilim adamlarının “statüko karşı çıkılmayacak tek çözümdür” tespiti, statükonun tek başına karşı çıkılacak bir kavram olmadığı ve kendiliğinden değişmesinin olanaksız olduğu anlamına gelir. Bu konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayalım.
Statükoyu korumak için çeşitli kurumlar da oluşturulabilir.
Filistin’deki Siyonist yönetim ile Ortodoks Museviler arasında 1947 yılında sağlanan ve devletin kuruluşunu güvence altına alan anlaşma, statik deyişin İsrail’deki algılanış biçimidir. Bu anlaşma, devlet ile din arasındaki şu dört temel ilişki kuralını tanımlamaktadır. Sebt, eğitim, kashrut ve medeni hukuk. Sebt: Sabit ve sağlam, kashrut ise mevcut yahudi yasaları anlamını taşır. Bu olgu bu güne dek korundu. Bu kavram bizde “Ben ne diyorsam O’dur. Benim dediğim olur” mantığı yürüten kurum ve kuruluşları temsil eder.
Bu sözler eminim size tanıdık geliyordur !
Halkın algısını örnekleme ile arttıralım.
Şimdi dizi izlemek moda ! Popüler kültür bizi dizileri ile hallaç pamuğu gibi atıyor. Diziler, salçalı, dramatik gözyaşlarına teslim. İzleyici dizinin her bölümünü sırayla takibe zorlanıyor. Bir önceki bölüm, en can alıcı sahnede, bu bölümün sonu ve bir sonraki bölümün merakı. Hemen her dizi bu kurgu da gerçekleşiyor. Senaristler işi çözmüş. Senaristler ve yapımcılar kendi dizilerinin her sezon için farklı statükolar yaratmasını ve statükonun sezon boyunca uygulanmasını sağlıyor. Senaryo, sezon boyunca ilerleyen bir öykü. Yarattığı algı devamlılık ve mevcudu koruyan bir statüko ile bizi buluşturuyor ve statüko’nun korunmasıyla sonlanıyor. Dizi bitiyor yer, mekan ve karakterlere bir şey olmuyor. Dizilerin en önemli karakterleri en dolandırıcı gösteriliyor, bölümün sonunda her şey eski durumuna geri dönüyorsa biliniz ki izlediğiniz dizi statik bir yapının ve düşüncenin ürünüdür.
Toplumsal algıyı arttırmak için örnekleri çoğaltalım.
Disney filminden Dr. Horrible statik bir örnek: “Bu arada, sorun para kazanmak değil onu ele geçirmek. Başka bir deyişle, statükoyu yıkmak gerekli çünkü, durum eskisi gibi değil.”
John F. Kennedy : “Onların (Cumhuriyetçilerin) savı statükoya uygun ancak statüko bugün için geçerli bir kavram değil.
”Clark Kerr: “Statüko, karşı çıkılamayacak tek çözümdür.”
Ronald Reagan : “Statüko, şu anda içinde bulunduğumuz karmaşık durumun Latince karşılığı.”
George Carlin: “Statüko beş para etmeyen bir şeydir.”
Recep Tayyip Erdoğan : “Nereye el atsan bakıyorsun, karşısında statüko var. Size adım attırmıyorlar. Engelliyorlar. Şaşarsınız. Hayırdır!. Ne oluyor? Hepsini konuşamıyorsunuz ki. Ya siz başbakansınız, nasıl konuşamazsınız? Evet, konuşamıyoruz ama konuşacağımız günler de gelecek, onu da söyleyeyim”.
Garry Kasparov : “Siz şanslısınız (Türkiye için), doğal kaynaklarınız yok, petrolünüz yok. Statükoyu muhafaza etmek için hiçbir çıkarınız yok. Teknoloji sizin ülkenizin gelişmesinde çok büyük rol oynayabilir”.
Ray Bradbury, Fahrenheit 451’in yazarı : “Statüko adındaki Romalı’dan nefret ediyorum”.
Kamuoyunda statüko konusunda yaratmaya çalıştığım algının peşine takılmış durumdayım. Bu algının her gün birileri tarafından kabul edilmesi, toplumsal devinimin oluşmasına doğru yola çıktı. Statüko yazılarının internet’te de yayınlanıyor olması bu statik yapıdan çok çekmiş bütün unsurların bizimle ilişkilenmesini sağladı. Siyasi partilerin genel merkezlerinden, bürokratlardan, meclisten, bakanlıklardan, gazetecilerden, halktan bize uzatılan çözüm ortaklığı ve partnerliğe teşekkürler…