SÜRER DURUMA KAFA TUTMAK
Statik yapılara; ‘sürer durum’ deniliyor.
Sürer duruma kafa tutmaksa; mevcut olana karşı gelmek anlamına geliyor.
Sürer durumdan memnun olanlara, bu durumdan yana olan ve bu durumun devamını sağlayanlara; ‘sürer durumcu’, karşı çıkanlara da genellikle ‘arıza çıkaran’ gözü ile bakılıyor.
Mevcut olandan ya da mevcudun devamından rahatsız olan ve şikayet edenler zaman zaman siyasette boy göstererek, sürer duruma ve durumculara karşı baş kaldırıyor.
Her ne kadar başkaldırı; bireysel bir girişim olarak kabul görüyor olsa da derin uykuda olan ve rutinleşen siyaseti ve ilişkileri rahatsız ve tedirgin edebiliyor.
Kurultay ya da kongreler takviminin işlediği şu süreçte kentin iki egemen gücü Ak Parti ve CHP’de son iki haftadır yaşananlar olaylar, tam da bu söylediğimize işaret ediyor.
Ak Parti’de Yusuf Kayacık’ın çıkışı,
CHP’de Mehmet Kocadon’un siyasi hamlesi…
Haklı bulan çıkabilir.
Ancak her ikisi de Demokrat Parti kökenli bu iki siyasetçinin (Kayacık ve Kocadon) şu günde siyaseten varlığını sürdürdüğü, kendilerini içinde tanımladıkları siyasi oluşumların sürer durumuna ilişkin tepkileri her ikisinin de; ‘aday olma ihtimali’ yüzünden parti içi muhalefetin ötesine geçemiyor.
Zira ‘Adaylık meselesi’ bireysel olarak algılanıyor, ortaya konulan tepkiler bu nedenle örgütsel ya da toplumsal bir boyutta değerlendirilmiyor.
Biliyoruz ki Ak Parti her tür adayını istişare yoluyla ve atama yöntemiyle belirliyor.
İki listeli, iki adaylı, kıran kırana seçimlere Ak Parti’de pek rastlanmıyor.
CHP ise aday belirleme yöntemi konusundaki tercihleriyle gitgide Ak Parti’ye benzemeye çalışıyor.
“Parti içi demokrasi ve parti içi muhalefet için; mutlak zemin gerekiyor”.
Bu olguyu bir daha ifade etmek gerekiyor.
“Parti içi demokrasi ve parti içi muhalefet için; mutlak zemin gerekiyor.”
Oysa siyasi partiler, bu gün partilinin ihtiyaç duyduğu demokratik zeminden gitgide uzaklaşıp, statik bir hal alıyor.
Bu nedenle Yusuf Kayacık ve Mehmet Kocadon’un sürer duruma, mevcut yapıya gösterdikleri tepki kendilerini ‘mahallenin kötüleri’ statüsüne sokuyor.
Yusuf Kayacık çıkışları ile; “İşi oldu bittiye getiremezsiniz!”,
Mehmet Kocadon’da deplasman organizasyonlarıyla; “Bende varım!” diyerek mevcut durumda rahatsızlık yaratıyor.
Peki ne olacak?
Büyük ve yüksek ihtimal Kayacık; 9 Aralık’ta yapılacak Ak Parti Menteşe ilçe kongresinde ilçe başkan aday adayı, Kocadon’da 2019 Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde CHP’den Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Aday Adayı olacak.
Başarılı olurlar mı? bilmiyoruz.
Zira aday adayı olmak başka,
Aday olmak başka…
Yusuf’un önünde 4 gün,
Mehmet’in önünde ise 15 ay var.
Her ikisine de kolaylıklar diliyoruz…