TARHANA
Burası Ege.
İnsanın ve insan davranışının yemekle tariflendiği kadim toprak.
Güzel kadına; ekmek dökmesi,
Kilolu olana; badılcan dolması;
İnce yapılıya; yaprak sarması,
Azan birisine; ayranı kabarık,
Can sıkana; eşimiş yoğurt,
Suratsıza; sirke satıpduru,
Sert olana; acı böber (!)benzetmeleri boşuna değil.
Yaşamın ve onun en önemli parçası insanın, ötesinde insan davranışının yemekle tariflenmesi bu topraklara özgü bir gelenek.
“Tarhana aşı gaşığınan, her şey yakışığınan” özdeyişi ise bu ilişkinin en seçkin örneklemesi.
İnsana yakışanı tarifleyen bu deyişin tarhana üzerinden yapılması tesadüf değil.
Yemek için yaşayanların kentinde (!) hiçbir şey tesadüf değil.
Bir kültürün oluşması için bin yıl gerekiyor.
‘Kültür dediğin şey’ anca bin yılda oluşuyor.
Ve bizim kadim kültürümüzün içinde tarhananın çok özel bir yeri bulunuyor.
Elbette her toplumun beslenme alışkanlığında o topluma, o toprağa özgü damak tadını yansıtan geleneksel yemekler bulunuyor.
Ancak biz Egeliyiz,
Hava biraz soğusa;“Tam tarhana havası” diyenlerdeniz.
Biraz yağmur yağsa,tarhanayı düşünenlerdeniz.
Tarhana bir yana dünya bir yana.
Hele içinde kavrulmuş, kemikli et varsa (!)
Börülcüleli, kuru biberli tarhana tadından yenmez.
Geçtiğimiz günlerde Muğla İçin Gelecek Platformu’nun düzenlediği Tarhana Festivali’nde Saburhane Meydanı’na kazanlar kuruldu.
Tarihi meydanda ilk kez tarhana kazanları kaynatıldı.
Kazanların başında ise Muğlalı iki usta;
Fahriye Taşdelen hanımla komşusu Arife Hanım,tarhana ile tarihi meydanı dolduran binlerce kişiye kafayı bozdurdular.
Platform üyeleri turizm acenteleri ile bağlantı kurmuş olacak ki, yerli-yabancı turistler bile tarhananın tadına bakmak için saatlerce bekledi ve sonunda tarhanayı bir güzel götürdü.
Mabolla grubu olarak bizimde destek verdiğimiz festival, Orta Muğla Menteşe’nin yapmayı planladığı kültür turizmine yönelik çok önemli bir örnekleme ortaya koydu.
Evet; kültürden bahsedilecekse böyle bahsedilmeli, turizm yapılacaksa da böyle yapılmalı.
Muğla İçin Gelecek Platformu, düzenlediği etkinlikle bize; “Tarhana aşı gaşığınan, her şey yakışığınan” dedirtti.
Yalan yok (!)
Tarhana Festivali Menteşe’ye çok yakıştı.
O gün biz de azıttık tabi.
Gazeteci tayfası olarak işi abarttık, onca tarhanayı mideye indirdik.
İçine biraz da sarımsak takviye ettik.
Etmez olaydık.
Sarımsak kokusunu iki gün üzerimizden atamadık,
İki gün boyunca kana kana su içtik, yine de harareti gideremedik.
Evet biz Egeliyiz, Muğlalıyız.
Bizim için; tarhana bir yana, dünya bir yana.
Bizim için;tarhana çorba değil yemek.
Hem de ana yemek…
Kentin geçmişine, kültürüne ve kimliğine saygı duyarak, adını gelecekten alan Muğla İçin Gelecek Platformu’nun, geleceğe nelerin taşınması gerektiği konusundaki tercihini, yerele ve yerelliğe sahip çıkmasını önemsemek gerektiğini belirterek sonlayalım.
Festivale emeği geçen ve katkı koyan herkesi kutlayalım.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir.