Bir CHP’li yönetici beni partiye kaydetmek istediklerini (!),
CHP’ye kaydolduktan sonra partide işlerin kolay olmadığını benimde göreceğimi (!)
Bu yüzleşme ile benim eleştirilerimin de değişeceğini işaret etti.
Aslında yönetici; “Sen önce partiye gir, sonra görürsün” demeye getirdi.
***
Bizi CHP’nin yabancısı sanıyorlar.
Bizim Gençlik Kollarından, Dev Genç kadrolarından geldiğimizi, anlımızda ‘kavga’ yazdığını ve ayrıca bizim gittiğimiz yeri; “Yangın yerine çevireceğimizi” bilmiyorlar.
***
Biz CHP’ye girersek (!)
Birileri CHP’yi terk eder.
Bu teklifi yapan yönetici bile yaptığına pişmanlık duyabilir…
***
Yine de öneri için sağ ve sıhhatte olsunlar…
Ve merakta etmesinler, biz yakında (!)
Çok yakında;
Sol, sosyal demokrat siyasetin temel koordinatlarını inşa etmeye geliyoruz.
İşe; bu topraklardan başlıyoruz…
***
Biz CHP’ye girebiliriz.
Bir engel yok (!)
Bugün bizi kapıda bekleyen bir sosyalist devrim yok!
Ve bu süreçte ideolojiden yoksun her tartışma bizim için bir teferruat…
Hiç kuşkunuz olmasın!
Sol adına politika yapan her özne gibi CHP bizimle;
Toplumun geniş kesimlerini meşgul eden her sorun karşısında yeni bir söylemin ve eylemlerin sahibi olabilir.
Biz; CHP’de unutulan,
Unutturulan tüm mücadele yöntemlerini yeniden hatırlatırız, mücadeleyi yeniden ilk sıraya taşırız.
***
Birileri unutmuş olsa da; hatırlatırız…
Demokrasi ve özgürlükler bizim en temel sorunumuz.
Biz bu konuda en turalı samimiyetin de sahibiyiz.
***
AKP demokratlığı ortadayken (!)
AKP’nin antitezi tek CHP kalmışken (!)
Muhafazakar demokratlığın tam karşıtını; ileri demokrasiyi, özgürlükleri inşa etmeye hazırlanan Sayın Kılıçdaroğlu’nun araladığı kapıdan bizde girebiliriz.
***
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğiyle başlayan süreçte CHP; biz devrimcilerin yaşama alanından siyasal alanına dönüşerek AKP’nin otoriter manevralarını göğüsleyebilir, geri püskürtebilir.
Bu gidişe son verebilir,
CHP, iktidara giden kapıyı aralayabilir…
***
Bu gün ne biz ne de CHP;
İdeolojik temeliyle, tarihsel dayanaklarıyla, beslendiği kaynakları ve temsil ettiği çıkarları ile AKP’nin bu ülkede demokrasi talebinin, özgürlük yükünün taşıyıcısı ve lokomotifi olamayacağını biliyoruz.
***
AKP’nin yöntem ve uygulamalarının karşısında direnen herkesin, özellikle de biz devrimcilerin bugün, hatta hiç vakit kaybetmeden, demokrasi talebini taşıyacak güçlü bir toplumsal özneye sahip çıkma, yoksa da yaratma gibi bir tarihsel sorumluluğu bulunuyor.
***
Bu özne CHP’nin kendisidir.
Bugün bu özne artık CHP’dir.
CHP’nin demokrasi ve özgürlükler talebi konusunda yararlanabileceği güçlü tarihsel birikim tabiî ki CHP örgütlerinde mevcuttur. Ancak sol bir iktidar hedefleyen CHP için gerekli olan mücadele gücü de biz de, biz devrimcilerde rezervedir.
***
Böylesi bir girişimin ilişkilenmesi Muğla’dan başlayabilir.
Yerel seçimler bu arayışın imkânlarını ve sınırlarını test etmek için bir fırsat yaratmıştır.
Bu bir fırsat görülmelidir…
***
CHP’nin içinde, tam göbeğinde solun potansiyel tabanıyla kurulacak temas için hazırız.
2014 yerel seçimleri öncesinde böyle bir derdin sahibiyken, orta ölçekli algılarla, ikbal ve istikbal peşinde koşarak siyasetin içini boşaltanların sözüm ona rekabetlerine ve siyaset anlayışlarına yeter oranda tahammül gösterdik.
Günlük ilişkilerle, anlık tepkilerle siyaset yapanlara inat biz CHP’de daha planlı, ilkeli ve paylaşımcı bir tarz yaratmak adına üzerimize düşen görevi tüm engellemelere karşın yapmaya kararlıyız.
***
Biz sonuç olarak bu seçimin kiminle, hangi şartlarda kazanılacağını biliyoruz.
Ahmet alır, Mehmet verir! Derdinde değiliz.
AKP’ nin yarattığı her türlü toplumsal travmanın ve çaresizlik duygusunun önüne geçmek derdindeyiz.
Bir önceki “Ortada; 699 Evet Oyu, 1379 Hayır Oyu Var” yazısına gelen tepkileri, sinkaflı sözleri sahiplerine iade ederiz.