Narenciye ve Nar Masaya yatırıldı. Domatesten sonra Narenciye ve Nar’da pazar bulamadı.  Ortaca’daki  narenciye ve nar üreticileri, pazarlamada yaşadıkları sorunları Dalyan’da düzenlenen toplantıda dile getirdiler. Dalyan Belde Başkan Vekili Öner Ersoy, Ortaca Ziraat Odası Başkanı Salim Çöllü, Dalaman Narenciye Birliği Başkanı İbrahim Aydınlı, Ortaca Narenciye Birliği Başkanı Mehmet Keza Kundakçı, Dalyan Tekne Kooperatifi Başkanı Atilla Gültekin, TARİŞ Başkanı Hüseyin Metin ve nar üreticilerinin katıldığı toplantının ortak sorunu yine “pazarlama” olarak karşımıza çıktı. Toprak var, verim var, tohum var, fidan var, ürün var, üretici var, her şey var bir tek pazarlama yok. Ürün; ya üç kuruşa toptancıya ya çöpe ya da dalında kurumaya terk ediliyor. Yürek olmayınca kürek işe yaramıyor.

***
Meslek odasına yönetici olarak aday olanlar bu ara seçilebilmek adına meslek gruplarındaki oyları kovalamaktan fırsat bulup yerel ve ulusal basında yer alan “Narenciye ve nar masaya yatırıldı” haberini ve içeriğini gözden kaçırmış olabilir. Bu nedenle oy deposu olarak görülen Ortaca, Köyceğiz ve Dalaman’ın ortak sorununu yansıtan “Narenciye ve Nar” konusu ile ilgili haberin detaylarını belki “ilgilerini çeker” düşüncesi ile bu köşeye taşıdık. Haberde yer alan açıklamalara birlikte bir göz atalım, meraklısına yöneticilerin açıklamalarını bu yoldan ulaştıralım.
***
İşte Ziraat Odası Ortaca İlçe Başkanı Salim Çöllü’nün bu toplantıyı özetleyen manidar açıklaması: “Bölgemizde üretilen narenciye ve nar pazarlamalarında büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bunun önlemi ise, Birliklere kaydolmak, Kooperatif ve şirketleşme ile mümkün olacaktır. Bugün üreticilerimiz tüccarların elinde oyuncak olup, sattıkları ürünlerin paralarını alamamaktadırlar. Bu gün bölgemizdeki narenciye ve nar üreticileri tüccarlardan en az 5 bin TL civarında alacakları bulunmaktadır. Tüccarlar üreticiyi bulup bir fiyat verip, gitmektedir. Üreticide aldığı fiyatla ürününü satmaya beklerken, başka birisi gelip, verilen fiyatın yarısını vermektedir. Üreticide ürünün ağaçta kalmaması için düşük fiyatla satmak zorunda kalıyor. Tabi ki bu satıştan da tüccar faydalanıyor. Ya da ürünler ağaçlarda kalıp, çöpe gitmektedir. Bunun önüne geçmek için kesinlikle birliklerle çalışmak zorundayız. Eğer birliklere üye olduğunuz zaman, tüccar önce birlikle pazarlık yapıp, ürününüzü alacak, sizlerde zarar etmeyeceksiniz. Birlikleşme şarttır”

***
Yine aynı toplantıda TARİŞ Başkanı Hüseyin Metin işin başka bir boyutuna şu sözleri ile dikkat çekti. “Ortaca’da bulunan TARİŞ’de bina sorunu bulunmamaktadır. Burada soğuk hava depoları yapılabilir. Biz Tariş olarak her türlü yardıma hazırız. Önemli olan çiftçilerimizin ürünlerinin iyi pazarlanmasıdır”.
***
Aynı zamanda turizmci olan nar üreticisi Yücel Okutur, toplantıda ne yapılması gerektiğini açıkça ortaya koyar. Kentin en önemli sorunu olan markalaşma ve coğrafi işaret sorunu Okutur’un açıklamasında şu sözleri ile bir kez daha karşımıza çıktı. “Ortaca ve Dalyan Bölgesi narenciye ve nar üretiminde büyük bir potansiyele sahiptir. Burada markalaşma olmadığı takdirde üreticilerimiz zarar ederler. Burası Dalyan, burada her şey var. Kesinlikle marka patenti almak zorundayız. Bu da birliklerle mümkündür. Dalyan’da Ortaca Narenciye Birliği’nin bir alt birliği ve şubesi kurulabilir. Bu tür çalışmalar yapmak zorundayız”.

***
Bu toplantının ardından sorunlara çözüm arayacak Narenciye Birlikleri Dalyan Çalışma Gurubu kurulur. Bu grupta; Hüseyin Metin, Mustafa Aydınlı, İsmail Çelik, Atilla Gültekin, Arif  Yalılı, Osman Demir, Ömer Çoban, Yusuf Kırkık, Öner Ersoy, Yücel Okutur, Halil Dipdağ, Yücel Topsakal ve Şentuğrul Yetkin gibi bölgenin önemli isimleri yer aldı.
***
Ortaca, Köyceğiz ve Dalaman’ı narenciye deposu olarak değil “oy deposu” olarak görenlerin o yerleşkenin hiçbir sorununu çözemeyeceğini biliyoruz. Domates üç paraya salçaya dökülürken, narenciye ağaçta kalıp çöpe atılırken olan biteni konformist koltuklarında uzaktan seyredenlerin bu topraklar için yapabileceği bir şey olmadığını da biliyoruz. Sakar’ın altı olarak kabul edilen bu yediveren topraklarının sahip olduğu üretim değerlerini yok sayanlara bir daha seçilmelerinin keyfi bedavaya verilmemeli. Ticari hacmi, üretimi, istihdamı ve yatırımları ile Sakar’ın üstünden idare edilmeye, yönetilmeye çalışılan Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman yerleşkeleri “bir kaşe için 150 kilometre gidip gelmekten artık vazgeçmeliler”. Merkez yöneticilerinin bu yöre ile ilgili bir önermesi yok! Olsaydı bunu bugüne kadar gösterirler, bölgeye yönelik sorunların ortağı olduklarını ispat edercesine işin ucundan tutarlardı. En azından gıda ve tarım ürünlerinin markalaşması sağlanır, bölgenin coğrafi işaret tescilleri de yapılırdı. Bunların hiç birisi olmadı. Bu noktada Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman, kendisinden seçilebilmek adına oy istemeye gelenlere  artık “Bizim için ne yaptınız” sorusunu sorabilir.
***
Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman artık bu işin gereğini yapmak zorunda. Sakaraltı’nın Köyceğiz’i, Ortaca’sı, Dalaman’ı bir araya gelerek kendi “meslek örgütünü” kurabilir! Bizim ki bir öneri. Yasalar buna müsait midir? bu nasıl gerçekleştirilir bilemeyiz. Ama bize göre Köyceğiz, Ortaca ve Dalaman’ın “üretici iradesi, kurucu iradeye” dönüşebilir. “Acarlar ve Merpez” aileleri bu işe önderlik yapabilir. Bölgenin ticari kanaat önderleri, üretici birlikleri, kooperatifleri, iş adamları bekleyen onca sorunlarını çözmek adına Muğla merkezden “icazet, ilgi ve şefkat” beklemeden, dalında tonlarca ürün kuruyup gitmeden, ürün çöpe dökülmeden kendi işine bakabilir. Böyle bir şey mümkün olmuyorsa da mevcut meslek odasına bölgenin “üretici iradesini” yansıtabilir. Sakaraltı; domatese, narenciyeye, nara “bir tüketici mesafesinde” duran yönetimlerden ve yöneticilerden çözüm bekleme yanlışlığına son verebilir.