ÜRETİM DEĞERLERİNİ VE ZENGİNLİĞİ BAŞKALARINA KAPTIRMAK
Milas Halısı’nın tescilini zamanında Sümer Holding alır.
Sümer Holding, 2002 yılında başlattığı çalışma ile aralarında Milas halısının da bulunduğu Anadolu’nun değişik yörelerinde dokunmakta olan 21 halı ve 4 kilimin coğrafi işaret tescilini yaptırarak patentini alır cebine koyar.
Aslında doğru bir iş yapar.
Birileri bu işleri yaparken bizimkiler (!) suya bakarak hamasetli nutuklar atmaktadır.
Süreç içinde Sümer Holding’in bazı birimlerinin özelleştirilmesi, bazı birimlerinin kapatılmasıyla birlikte halı ve kilimlerin coğrafi işaret patent hakları da işlevsiz kalır.
Sümer Holding coğrafi işaret tescilli halı ve kilimlerin tescil sürelerinin dolmasına az bir zaman kala tescil hakkının kaybetmemek için 21 halı ve 4 kilimleri yeniden tescilletmek için çalışması başlatınca MİTSO işin peşine düşer.
MİTSO’nun ısrarlı takibi sonucu, Sümer Holding Genel Müdürlüğü’nün talimatıyla tescil yenilenmesi için yeniden belirleme çalışmaları Milas’tan başlatılır.
Bunun için Sümer Holding bir komisyon kurar.
Komisyon Milas’ta yetkililerle görüşür konu hakkında bilgi alır, Karacahisar ve Bozalan köylerinde halıcılarla bir araya gelir ve belgeleme çalışması yapar.
Burada amaç tescil ve patent haklarının devrine ilişkin yasal düzenlemeye olanak sağlayacak haklılığı ortaya koymaktır.
Bilinmelidir ki;
Bodrum Mandalinası Bodrum’undur.
Milas Halısı da Milas’ın…
Geçtiğimiz günlerde Milas zeytinyağının coğrafi işaret tescilini alan, bize büyük bir kapı açan MİTSO eminiz ki binlerce yıllık bir haklı mirasın yani Milas halılarının da tescil hakkını alarak kentin marka değerine büyük katkı koyacaktır.
Evet MİTSO bize; büyük bir kapı açmıştır.
Bu kapı; üreten, üretim değerlerinin farkına varan, üretim değerlerine sahip çıkarak kendi markalarını oluşturan, Organize Sanayi Bölgesi ile yöresel kalkınma, istihdam ve kaynak sağlayan ‘rekabette bende varım’ diyebilen bir kente giden yolun kapısıdır.
Bu süreç aynı zamanda bir çoğu Cumhuriyet öncesi kurulan Ticaret Odaları’mızın sanayileşmeye evrildiği bir süreçtir.
Güney Ege ekonomik hayatının, ticari yaşamının lokomotifi durumunda olan 5 oda ve 1 borsa’nın her türlü zorluğa ve imkansızlığa karşın yürüttüğü çalışmalar bu nedenle önemlidir.
Bu kapsamda; Bodrum Mandalinası, Milas Zeytinyağı, Milas Halısı, Muğla Beyazı Mermeri, Muğla Köftesi, Muğla Tarhanası, Muğla Saraylısı, Datça Nurlu Bademi, Kavaklıdere Cevizi, Ortaca Limonu, Dalyan Narı,
Ula Sarımsağı ve Gökova Susamı’nın coğrafi işareti alması çok ama çok önemlidir.
Coğrafi işaret tüm bu ürünlerin markalaşması anlamına gelir.
Markalaşmış bir ürün üreticisine daha çok gelir getirir.
Yani üç otuz kuruşa elden çıkarılan ürünün, üç liraya beş liraya satılması anlamına gelir.
Milas; sıradan, gösterişsiz üretici tipinden sanayi modelini yaratan bir yapıya doğru evrilmemiz açısından sürecin en önemli örneğini oluşturmaktadır.
Milas’ın dışında Fethiye ve Seydikemer yerleşkeleri üretim potansiyeli ile tarım ve gıda ürünlerine yönelik sanayinin ikinci bölgesi konumundadır.
Üretim değerleri ve potansiyeli ile Fethiye ve Seydikemer ilin ikinci lokomotif yerleşkesidir.
Fethiye ve Seydikemer’in üretim potansiyeli göz önüne alındığında bize hak verilecektir.
Aynı konuda bir üçüncü bölge de Orta Muğla’dır, Menteşe Yerkesik’tir.
Bu bölge Marmaris yerleşkesinden sonra bal üretiminin yapıldığı ikinci bölgedir.
Bu haliyle Orta Muğla da büyük bir potansiyelin sahibidir, ayrıca ildeki tek Ticaret Borsası yine bu bölgededir.
Orta Muğla sahip olduğu coğrafik konum nedeniyle büyük bir üretim ve lojistik merkezidir.
Yerkesik’in konumu bu açıdan bakıldığında önem arzetmektedir.
Bal üreticisi büyük firmalarının bu bölgeye olan düşkünlüğü tesadüfi değildir.
Çam balının coğrafi işaret tescili alması dile ve temennilerin ötesinde artık bir zorunluluktur.
Zira çam balının coğrafi işarete kavuşmasıyla Muğla, ulusal ölçekli üretim yapan firmalara tedarikçilik yapmaktan kurtulacak, üretim kapasitesi, kendi marka değeri ile ulusal ve uluslararası rekabetteki yerini alacaktır.
Çam balının coğrafi işareti konusunda Marmaris Ticaret Odası ile sektör temsilcisi MAYBİR arasında yaşanan rekabetin bir an önce sona ermesi, ortak bir menfaatte buluşulması bu açıdan önemlidir.
Zira Çam Balı şu anda kimseye yar olamamaktadır.
Çam balını Muğla’dan tedarik eden üretici firmalar hali hazırda bizden aldıklarını ürünü etiketleyip bize satmakta, ötesinde balın fiyatını da belirlemektedir.
Bu anlaşılır bir durum değildir.
Muğla’nın en büyük gerçeği; Üretim değerlerininin ve sahibi olduğu rantların (zenginliğin) başkaları tarafından kullanılıyor olmasıdır. Bu hazmı zor bir durumdur ve Muğla böyle bir beceriksizliğin sahibi olmaktan vazgeçmelidir.
Yöreye ilişkin bir diğer önemli konu Memecik Zeytini’nin coğrafi işaret tesciline yöneliktir.
Memecik zeytininin bölgenin iklim koşullarındaki verimliliği tescil konusunda haklı olarak Muğla’yı bir adım öne çıkarmış olsa da Memecik Zeytininin tesciline ilişkin Aydınlıların da ayranı kabarmış durumdadır.
Muğla Ticaret ve Sanayı Odası Başkanı Bülent Karakuş’un Memecik Zeytinine ilişkin yaptığı bir çalışmanın detaylarını önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağımızı belirterek şimdilik sonlayalım.