VALİLİĞE DEMİR PARMAKLIK UYGULAMASI
Muğla Valiliği’ne yapılan demir parmaklıklara çok sayıda tepki geldi.
Özellikle sosyal medyada.
Demir parmaklıklara ilişkin resmi bir açıklama yapılmaması,
“Neden yapıldı?” sorusunun yanıtsız kalması, tepkileri daha da hararetlendirdi.
Teknoloji harikası facebook; haber medyası merkezli bir rol üstlendi.
Doğruluğuna yanlışlığına bakılmadan haber organizasyonu pratiğiyle iş; aldı başını gitti.
Sosyal medyada işin her boyutu yazıldı, çizildi.
Demir parmaklıkları siyasetle ilişkilendirenler bile çıktı.
Aralarında bunun bir işaret olduğunu öne sürenleri bile vardı.
Bu süreçte biz herhangi bir yazı kaleme almadık.
Demir parmaklıkları kente yapılmış bir müdahele olarak görenlerin oluşturduğu toplumsal baskıya, vatandaş tepkisine rağmen konuya ilişkin haber de yapmadık.
İşin aslını öğrenmeden (!)
Valilik binasını ‘nostaljik değerler bütünü’ içinde değerlendirmeyi uygun görmedik.
‘Demir parmaklıkların durup dururken oraya dikilmeyeceği’ ön görüsüyle, gerekçeli bir açıklama bekledik.
Konuya ilişkin açıklama geçtiğimiz Cumartesi günü geldi.
Muğla İl Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya, gazetecilerle buluştuğu toplantıda Valilik binasına yapılan demir parmaklıkların ‘güvenlik’ gerekçesiyle yapıldığını açıkladı.
Terör örgütlerine yönelik ülke genelinde topyekün mücadele verildiğini hatırlatan Çetinkaya, uygulamanın ilin güvenlik bürokrasinin aldığı kararla yapıldığını ifade etti.
Son döneme ilişkin il genelinde terör örgütlerine yönelik yürütülen mücadele hakkında bilgilendirme yapan, ötesinde il güvenliğini tehdit eden önemli detaylar paylaşan Çetinkaya, Muğla’nın güvenli il statüsünü korumak adına güvenlik bürokrasinin yoğun çaba sarf ettiğini, yürütülen çalışmaların da vatandaşa ve günlük yaşama yansıtılmadığını dile getirdi.
Avrupa’da meydana gelen terör olaylarına vurgu yapan Çetinkaya, terörün artık sınır ve ülke tanımadığını, bu süreçte hiç kimsenin ve hiç bir kentin kapsam dışında kalmadığını hatırlattı.
Muğla İl Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya, demir parmaklıkların vatandaşla-valilik arasına bir engel oluşturmak niyetiyle konulmadığını, güvenlik gerekçesiyle tedbir amaçlı konulduğunu ve değişen bir şey olmadığını vurguladı.
Valilik binasının kent hafızasında ve Muğla’nın günlük yaşamındaki yerinin farkında olduklarını ifade eden Çetinkaya, valilik binasının toplumsal hafızadaki yerinin ve işlevinin değişmeyeceğini açıkladı.
Doğrusunu söylemek gerekirse Çetinkaya, bizi ikna etti.
Muğla’nın sadece nostaljik değerler bütünü içinde anılması, yapılan herşeyin siyasete mal edilmesi, kentin dinamik ve değişken sürecine ilişkin alınan kararları itibarsızlaştırılmamalı.
Ötesinde yaşam şeklimize ve kentin yönetimine yapılmış bir müdahale olarak görülmemeli.
Hele terör ve teröre yönelik önlemler söz konusu ise…
Artık hepimiz bir gerçeği anlamak zorundayız.
Muğla orta ölçekli, kendi kabuğunda kendi halinde yaşayan bir kent olmanın ötesine geçti.
Hafızalardaki ‘Nostaljik Muğla’ ile Muğla’nın gerçeği birbirinden farklı (!)
Ve biz henüz bu farkı hissedebilmiş değiliz.
Bir an önce Muğla’nın nostaljik değerlerin ötesine geçen uluslararası statülü bir kente evrildiğini, ülkenin ve dünyanın diğer bütün kentlerini tehdit eden bütün unsurların Muğla’yı da tehdit edebileceğini, Muğla’nın tehdit kapsamı dışında olmayacağını anlamak durumundayız.
Bir hatırlatma ile sonlayalım.
Muğla gibi milyonlarca yerli yabancı ziyaretçiyi ağırlayan uluslararası bir turizm kentinde, 15 Temmuz’la başlayan OHAL döneminin getirdiği sıkı yönetim ve uygulamalarını bugüne kadar bize hissettirmeyen, il genelinde normal bir yaşam sürmemizi sağlayan; bu kentin güvenlik bürokrasisidir.
Güvenlik gerekçesiyle yapılan uygulamaları eleştirirken bu gerçeği unutmamak gerektiği kanısındayız.
Bunun ötesinde demir parmaklık uygulamasının, halk günleri düzenleyerek devlet kapısını vatandaşa açan bir Vali’ye mal edilmesini de doğru bulmuyoruz.