Hamle Gazetesinin “Yılın En”leri ödül töreni geçtiğimiz günlerde yapıldı. Refikimiz Hamle’nin geleneksel hale getirdiği etkinlikte aldığımız davet üzerine biz de dostlarımızı yalnız bırakmadık. Medya-Toplum ilişkilenmesinin önemli bir örneğini oluşturan bu etkinlikte halkın belirlediği oylar ile yılın en’leri seçildi ve seçilenler ödüllerini aldılar. Ödül törenine milletvekili olarak sadece CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir katıldı. Demir’in ödül töreninde yaptığı basın ve medya üzerine konuşması böylesi bir ödül törenine yakışmayan türdendi. Vekil bu alanı bir fırsat olarak gördü konuşmasında ulusal ve yerel medyayı eleştirdi. CHP Muğla Milletvekili Sayın Nurettin Demir’in yaptığı konuşmanın eleştirili bölümünü siz okurlara aynen aktarıyoruz.
“Bugün basınını geldiği noktada yeterince gerçekleri yansıtmadığını, günün, haftanın ve ayın olaylarını ve gerçekleri yansıtmadığını görüyoruz. Bugün basının yüzde 92’si tamamen iktidara endeksli bir duruma getirilmiştir. Bu Türk demokrasisi açısından gerçekten altı çizilmesi gereken önemli bir konu. Türk basının gelmiş olduğu nokta tüm dünyada eleştiriliyor. Ben geçen yıllarda yerel basının bu konuda bunlara direnebildiklerini söylüyordum. Bu dirençlerinden dolayı onları kutlamıştım. Ancak bu sene bu biraz değişti. Bunu belirtmek isterim. Onlarda ulusal basının yolunda gidiyor. Demek ki bir bildikleri var, sermayeden pay alıyorlar, bizde öyle yapalım deyip gerçeklerden biraz uzaklaştılar. Şimdi bunu maalesef bizim yerel basında da görüyoruz. Hamle, Şah burada ve Muğla Gazetesinde ben sürekli izliyorum, haberlerde objektif olmaktan uzaklaşmaya başladıkların ben buradan bir dost olarak iletmek istiyorum. Tek taraflı haberler toplumu yanlış yönlendirir. Muhalefete söz hakkı verilmezse bunlar toplumun demokrasiden uzaklaşmasına neden olur. Allahtan köşe yazarları var da onların ara satırlarında bazı şeyleri görebiliyoruz. Muğla sanayi ve ticaret odası çok güzel bir hizmet binası açtı. Hisarcıklıoğlu geldi güzel bir konuşma yaptı. Bende bugün bütün yerel gazeteleri aldım, okudum, baktım. Sadece TOBB başkanının konuşmaları var. Vatandaş; bu milletvekilleri hiç konuşmadı mı demez mi? İktidar milletvekillerinin de konuşması yok, muhalefet milletvekillerinin de konuşması yok. Sayın valinin konuşması yok. Hadi bizi bırak, bu kadar emek vermiş oda başkanının, meclis başkanının bir satırı da mı olmaz? Ben dostça eleştirimi getirmek istiyorum. Ama mutlaka köşe yazarları yazar. Ancak yarın öbür günde onlarda susturulur mu? diye merak ediyorum. Bu küçük eleştiriyi de saygıyla karşılayacağınız inancıyla”…..
***
Hamle Gazetesinin Yılın En’leri ödül töreninde Vekil Nurettin Demir’in yaptığı eleştiriye Muğlalı gazeteciler mutlaka yanıt vereceklerdir. Ancak Nurettin Demir’e yanıt Yılın En’lerinde “En iyi tartışma programcısı” ödülünü alan Gazeteci Abbas Güçlü’den geldi.Güçlü, ödül törenine katılan tüm gazetecilerin düşüncelerine tercüman olan bir konuşma yaptı. Gazeteci Abbas Güçlü’nün CHP Milletvekili Nurettin Demir’e yönelik sözlerini de siz okurlara aynen aktaralım.
“Sayın milletvekilimiz medyaya top attı. Sonra öbürü geldi bir pas attı. Herkes medyaya vuruyor. Bir vurmadıkları medya kalmıştı ona da vursunlar. Ancak bugün hala dik duranların başında medya geliyor. Bu günkü medyada olmasaydı ne olurdu? En azından bugün bu ödülleri almazdık. İki tarafta birbirini suçluyor. Ben programa çok çıkarttım bütün liderleri, milletvekillerini, bakanları. Bir CHP’liyi çıkarttığımız zaman Ak Partililer basıyor kalayı. Sende şu’sun, bu’sun diye. Ak Partiliyi çıkarıyoruz, sende satılmışsın diyorlar. Ben aynı benim. On yıldır onu da, bunu da programa çıkarttım. Sayın milletvekili CHP’ye yer verilmiyor, ‘yüzde doksanı satılmış, yandaş olmuştur ‘dedi. Biz daha dün Kemal Kılıçdaroğlu’nu çıkarttık o da aynı şeyleri söyledi. Ben Tayyip Beyin yerine olsam Kemal Kılıçdaroğlu’nu beş kere çıkarttın, beni bir kere çıkarttın diye isyan ederim. Yani Kılıçdaroğlu’nun en azından bizim programda ağlamaması lazım. Sayın Milletvekili Nurettin Demir’in en azından bu toplantıda şikâyetçi olmaması lazım. Eğer medyayı eleştireceksek birazda olumlu yönleri ile eleştirmek lazım. Medyada hatalar yok mu? Fazlasıyla hata yapıyoruz. Kim hata yapmıyor ki? Siyasetçiler yapmıyorlar mı? Vatandaş hata yapmıyor mu? Hepimiz hata yapıyoruz ama biz kendi hatalarımızı görmüyoruz hep başkalarının hataları üzerinden gidiyoruz. Ben şimdi baktım sayın milletvekili (Nurettin Demir) ne söyleyecek diye! Şikâyetin ötesinde gerçekten bir şey söylemedi. Sayın Kılıçdaroğlu ile ben dün üç saat program yaptım, daha öncede çıkarttığım için biliyorum yeni hiçbir şey söylemedi. Biz bekledik! Yeni bir şey söylesin. Çocuğun biri çıktı ‘Sayın genel başkan ne olur bir şey söyleyin de yarın gazetelere manşet olsun, biz de oh be diyelim’ dedi. Öğrencinin sorduğu soru şuydu: ‘Seçime gireceksiniz seçimi kazanamazsanız bırakacak mısınız’ dedi. Kılıçdaroğlu tıpkı Baykal gibi konuştu; ‘Ben oyumu arttırırsam gerisi önemli değil’ dedi. Siyasi partiler ne için mücadele eder? İktidara gelmek için! Ben CHP gibi ‘muhalefette kalmak için direnen’ bir parti görmedim. Ak Parti gibi oturduğu koltuğa yapışıp, ebedi ‘ben bu koltukta oturacağım’ diyen siyasetçi de görmedim. Demokrasilerde gelinir, gidilir. ‘Biri gitmem diyor öbürü gelmem diyor!’ Türkiye ikisinin arasına sıkıştı kaldı. İnşallah demokrasi adına tüm bunları aşarız. Medyasız olmaz diyoruz. Medyayı biraz daha koruyun kollayın. Medyanın olmadığı yerde esas demokrasi olmaz. Ben siyasetçilerle iktidardayken hiçbir zaman dost olmadım. Nasılsa düşeceksiniz o zaman yanınızda ‘ben olurum’ dedim. Liderler eğer gerçekten demokrasiyi özümsemek istiyorlarsa bir defa muhalefet görmeleri lazım. Ben ‘yenilirsem siyaseti bırakırım’ şeklinde açıklama duyuyorum. Siyaset sadece iktidarda kalmak için mi yapılıyor? Muhalefette kalmak içinde siyasette yapıldığı zaman Türkiye’ye demokrasi gelmiş olur. Medyanın çuvaldızlarına tahammül edildiği zaman demokrasi gelmiş olur. Elbette eleştirilecek ancak her zaman yapıcı eleştiri olması gerek.”