Çoban Ateşi ekibi olarak geçtiğimiz günlerde yeniden bir araya geldik. Akyaka Kadın Azmağı’nın serin sularına inat siyaset sıcaklığının hakim olduğu gece, diğerleri gibi meraklılarını hareketlendirmiş. Çoban Ateşi sahnesinin ikinci perdesini oluşturan “Azmak Buluşması” hakkındaki yazıyı dört gözle bekleyenler olduğunu biliyoruz. Ancak onlar bir süre daha beklemeye devam edecekler. Alınan kararları, uygulanacak yöntemleri ve ilişkilenmeleri ile Azmak buluşması notları yine çok ilgi çekecek.
***
Pınarbaşı’nda yakılan Çoban Ateşi’nin Akyaka Kadın Azmağı buluşması ile ilgili ne olup bittiğine dair verebileceğimiz tek ipucu “Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır”. Bu konuda yazacak çok şey var ve zamanı gelince tüm bunları kaleme alacağız ve sizlerle paylaşacağız. Siyasetin istihbaratçıları olay mahallindeki incelemelerine devam etmiş olsalar da geride sigara izmaritleri, boşalmış kadehler ve kirlenmiş masa örtülerinden başka bir şey bulamayacaklar. Merakları ertelenmek zorunda.
***
Yazar Oğuz Atay, 70’lerin ortalarında tamamlayamayacağı projesi “Türkiye’nin Ruhu” üzerine çalışmaya başlar. NTV Tarih’te yayınlanan Günlük’te bu çalışmanın tarihle ilgisini şöyle açıklar: “Tarihte olaylar tek bir çözüme ulaşmakla birlikte, etkenlerin gerçek olması şartıyla, sonsuz çeşitlemeler gösterir. Bu arada, gerçek görünmeyen ihtimaller bile olayı yaşayan kişilerin bakış açılarından verilirse, durumu zenginleştirmesi bakımından, üzerinde durmaya değer bir etkendir. Yani bu çeşit yorumlar hiç olmazsa olayı yaşayan kişiler açısından bir renklilik taşır. Ayrıca bu olgu, kendi içinde bir çeşitleme olmasından öte gerçeklik taşır”.
***
İnsan başkalarının kötülüklerini görerek iyi olmuyor biliyorsunuz. Pınarbaşı buluşmasının ardından yakılan Çoban Ateşi, Akyaka buluşması ile Azmak’tan denize ulaştı. Yakındır boğazı geçer ve yakındır bizden bu konuda “dörtköşe” yazılar peşi sıra birbirini takip eder. “Vakit tamam, vakit akşam” diyorduk, işte şimdi oldu akşam…
***
Biz Çoban Ateşi’nin on binlerce yaşayanından bir parçayız ve bizim bakış açımız bu demokratik ateşi söndürmeye çalışanların aksine ateşe güç veren, güçlendiren bir etkendir. Çoban Ateşi artık CHP içerisinde bir çeşitleme olmaktan öteye geçmiş ve taşıdığı örgütsel gerçeklik ile sınırları zorlamıştır. Pınarbaşı’ndan, Ankara’nın Söğütözü’ne ulaşan “Ön seçim tek çözüm” ısrarı şimdi AkyakaKadın Azmağı’ndan esen rüzgarı ile ana yurdun her bir köşesine ulaşacak.
***
Musa Gökbel, Sezai Avşar ve arkadaşlarının yaktığı ve bizi de içine alan Çoban Ateşi’nin ön seçim ısrarı her bir karış toprakta; “kamusal bilinçaltını saran, sarmalayan kolektif duygunun vazgeçilmez beklentisi” olarak kabul görüyor. Artık CHP’de “mış gibi yapma” devri bitsin isteniyor. Bu rol için birbiri ile yarışanlar, bu “sahte rol” için her şeyi göze alanlar yüksek siyasetten bir daha ve bir daha aynı suçu işlemek adına icazet almamalı.
***
Bu nedenle örgütleri ile var olan ve her konuda örgütlerine hoşgörü ile bakan yüksek siyaset, artık hiç kimseye küçük sevapların toplamından ödül vermeye kalkmasın. Böyle bir karar alarak gerçek partilileri de mahçup etmesin. Hiç kimsenin kaynakları sınırsız değildir. Yüksek siyaset; Muğla’nın CHP’ye ve CHP’liye yeteri kadar tahammül ettiğini unutmasın.
***
Siyaseti ile öğünenlerin kenti olarak Muğla, yıllardır “mış gibi” yapan siyasetçiler tarafından yaratılan kapalı sistemin insanı, “sürü tipi” olmayacağını yaktığı Çoban Ateşi ile bir kez daha göstermiştir. Bir kez daha yineleyelim. “Toplumsal kimliğimizi kemiren demokrasi dışı yöntem ve uygulamalar bizim toplumsal mayamızın, sosyal demokrat yapımızın ana bileşeni olamaz”. Bu vesile ile bir kez daha yüksek siyasete seslenelim. Çoban Ateşi’nin ön seçim ısrarı; “Kamusal bilinçaltımızı saran, sarmalayan kolektif duygumuzun vazgeçilmez beklentisidir”.
***
Bu kentin kamusal yalan sahnesinde; örgütsel hiçbir emeğe ve bir geleneğe sahip olmadan “mış gibi yapan” siyasi aktörler, yüksek siyaset sayesinde yeteri kadar parlak ışıkların altında kaldılar, oyunlarını ve hünerlerini sergilediler. Kendilerine yüksek siyaset tarafından sağlanan uzun sahnelerle muhteremler “nasıl bir hizmet anlayışına sahip olduklarını” bize gösterdiler ve toplumda hayal kırıklığına neden oldular. Bu hayal kırıklığından bir travmaya gitmemek adına yeni sahnelenecek bir oyuna ve hokkabazlığa izin verilemez.
***
“Ya sandık başa ya kuzgun leşe”. CHP’de şapkadan tavşan çıkarma dönemi bitsin artık! Hiç tanımadığımız adamları vekil seçmekten, bir filmin jön karakteri gibi davranan belediye başkanlarından artık şiştik. Yazının başında Çoban Ateşi, Akyaka Kadın Azmağı buluşması sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirtmiştik. Herkes “sürprizlere hazır olsun” diyerek sonlayalım.