24. Dönem Milletvekilleri bugün mecliste yemin edecekler. BDP destekli bağımsız milletvekilleri Meclis’teki yemin törenine katılmayacaklarını açıklarken, CHP’li Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay’ın tahliye talebi red edildi. Bağımsız vekiller Meclis’e gelip yemin etmemeleri halinde bile milletvekilini sıfatına kazanacak. BDP’li bağımsızlar yemin etmezlerse Meclis’teki oylamalara, komisyon toplantılarına katılamayacak. Ancak özlük hakları kazanacakları için maaş almaya başlayacaklar. Yemin etmedikleri için Meclis’te yok yazılamayacaklar. Bu durumda beş birleşim üst üste Genel Kurul toplantısına katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin işlem yapılamayacak. Balbay ve Haberal tahliye edilmedikleri için Meclis’e gelip yemin edemeyecek. Ancak özlük haklarını kazanacaklar. Cezaevinde oldukları için CHP Grup toplantıları ile Meclis’teki oturumlara katılamayacaklar. Balbay ve Haberal, Anayasa’nın 14. maddesinde düzenlenene suçlardan yargılandıkları için dokunulmazlık kapsamında olmayacak. Yargılanmaları devam edecek. Ceza almaları halinde milletvekillikleri düşecek.Yemin töreni böylesine bir kriz ortamında gerçekleşecek. Merak ettik, araştırdık Milli Mücadeleyi yapan ilk Meclis acaba nasıl yemin etti diye. Bir çokları o yeminin “asıl yemin” olduğu savunur. Cumhuriyet’in ilan edildiği tarihten önce milletvekillerinin yemin şekli  kanunla belirlenir. 11 Ağustos 1923 tarihinde vekillerin kabul ettiği 1 numaralı karara göre, milletvekilleri ‘Vallahi’ diyerek, yani ‘Allah adına yemin ederek’ vazifeye başlar.  İşte ilk yeminin metni : “Vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bilâ kaydü şart hakimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma “Vallahi” …
Bu yemin şeklini her milletvekili gibi Mustafa Kemal de okur.  Söz konusu yemin 1928 tarihinde değiştirilir. Yemin etme töreninin en ilginç hikayesi,  türk siyasetinin yine en renkli simalarından birisi olan Osman Bölükbaşı’na aittir. Osman Bölükbaşı, milletvekili seçildiğinden 1.5 ay sonra Meclis’e gelerek yemin eder. Zira yemin töreninde Bölükbaşı hapistedir.  1 Kasım 1957 günü yemin töreni için toplanan Meclis’te sıra Kırşehir’e gelir. Meclis Başkanı Refik Koraltan, bu ilin ismini okutmaz, atlar. CHP’liler buna tepki gösterir. Aynı anda cezaevinde bulunan Bölükbaşı ise yaptıkları ile tarihe geçer. Bölükbaşı, koğuşundaki mahkumların önünde radyodan pür dikkat yemin törenini dinler. Gömlek giyilmiş, kravatılmış ve traş olunmuştur. Sıra Kırşehir’e geldiğinde oturduğu yerden kalkar kendisi için koğuşun içinde hazırlanan minik kürsüye yürür  ve milletvekilliği yemini eder. Koğuşta bir alkış kopar. Bölükbaşı kendisini alkışlayan mahkumlara başıyla işaret eder ve mahkumların alkışları arasında mağrur bir şekilde tekrar yerine geçer. Bu sembolik yemin töreninin Demokrat Parti’yi çok kızdırdığı söylenir. Yemin töreninden tam 1 ay sonra 30 Kasım 1957 günü Osman Bölükbaşı tahliye edilir. Ve tabii ki keskin muhalefetine kaldığı yerden devam eder.  Haberal, Balbay, Dicle ve siyasi partiler hayal kırıklığı yaşıyor. Burası Türkiye.