Aralarında Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’ın da bulunduğu CHP Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantılarının üçüncüsünde masadan kalktı.
Ak Parti’nin başkanlık sistemi gündeme gelince tartışma çıktı ve CHP’li vekiller tepki göstererek komisyondan ayrıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri bir basın toplantısıyla komisyonu neden terk ettiklerini açıkladı.
Anayasa Mutabakat Komisyonu Üyesi ve CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, “Ön sorunların çözülmesi konusunda bir mutabakat olmadığı için TBMM Başkanı, mutabakat olmadığını ve komisyonun bundan sonra çalışamayacağını ilan etti” dedi.
Tezcan, AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın başkanlık rejimi kampanyasının yan kol faaliyeti olmayacaklarını sözlerine ekledi.
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan çekilmesini “Yeni anayasa süreci, millet adına yürütülen bir süreç, bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir” ifadeleri ile değerlendirdi.
Anayasa komisyonunun dağılması “Yeni Anayasa yapılamazsa yeni seçim olur” görüşünü yeniden gündeme getirdi.
İfade etmek gerekir ki yeni bir seçim için bahane arıyor, sinekten yağ çıkarmaya çalışmıyoruz.
Zira bu konuda dişe dokunur açıklamalar mevcut.
Bunların en önemlisi de 12 Şubat 2016 tarihinde TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop’a ait.
Şentop’un konuya ilişkin açıklamaları geçtiğimiz günlerde ulusal basında ve haber sitelerinde yer aldı. Vahdet Gazetesi’ne yaptığı açıklamada Şentop şunları söylemişti:
“Eğer Türkiye uzlaşma komisyonu ile yeni bir anayasa yapamazsa yeni bir seçim olur. Türkiye’de, 2019’da zaten seçim var. O seçimde ortaya çıkacak meclis tablosu ile yeni anayasa kolaylıkla yapılabilir. Bu tabi ihtimal dahilindedir.”
Yeni bir seçime ilişkin bir başka delil yine aynı tarihlerde Ankara kulislerinde yer almıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkanlık sistemi için Anayasa Komisyonu’na 6 ay süre verdiği
bilgisi bu süreçte geldi.
Buna karşın Başbakan Davutoğlu’nun 27 Ocak tarihli grup toplantısında “Bu ülkede seçim 4 yıl sonra zamanı gelince yapılacak. Erken seçim ifadesini kullanmak ülkeye ihanettir” dediği öne sürülmüştü.
Tüm bu açıklama ve iddialar ortada duruyor.
Meraklısı arar bulur.
Peki, anayasa komisyonu bir sonuca ulaşamamış, dağılmışken “yeni bir seçimin şartları oluşmuştur” demek mümkün mü?
Yukarıdaki ifadelere bakılacak olursa; mümkün…
6 ay arayla, 7 Haziran ve 1 Kasım’da seçmenin önüne sandık koyan siyaset, başkanlık sistemine olanak sağlayacak yeni bir anayasanın yapılamayışını gerekçe göstererek seçmenin önüne yeniden sandık koyabilir.
Evet, kesin olmamakla beraber Türkiye yeni bir seçime gidebilir.
Peki yeni bir seçim kimin işine gelir?
Yeni bir seçim kuşkusuz Ak Parti’nin işine gelir.
Ancak yeni bir seçim iki açıdan CHP’nin de işine gelebilir…
İlki CHP’de Baykal’ın işaretiyle başlatılmaya çalışılan süreç yerini genel seçim hedefine bırakır.
İkincisi de terör olayları nedeniyle kan kaybına yaşayan HDP’den CHP’ye gitmesi beklenen oyların CHP’nin puanını arttıracak olmasıdır.
Yukarıda ifade ettik, bir kez daha yineleyerek sonlayalım.
Yeni bir seçim için bahane arıyor, sinekten de yağ çıkarmaya çalışmıyoruz.
Ortada hafife alınmayacak argümanlar var…