Geçtiğimiz hafta bir kısım ulusalcı CHP’li, manifesto niteliği taşıyan bir bildirge yayınladı.
‘Çağrımızdır’ ibaresiyle başlayan bildirge de “Haziran genel seçimlerinde milletvekili adaylarımızı kayıtsız şartsız; hâkim huzurunda tüm üyelerin katılımıyla, ön seçimle sandıkta belirlemek istiyor; atama, kontenjan ve fermuar gibi dayatılan yöntemleri top yekün reddediyoruz. Bu örgütsel isteğimizin yerine getirilmemesi, geri çevrilmesi, milletvekili adaylarının hâkim huzurunda ön seçim haricinde bir yöntemle belirlenmesi durumunda biz CHP’liler; ‘Yeni CHP’ ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçireceğimiz (!) bilinsin istiyoruz” denilmişti.
Manifesto niteliği taşıyan bildirge internet üzerinden paylaşılmış ve imzaya açılmıştı. Ayrıca bir grup gönüllü konuyu iş edinmiş ve imza koymaları için CHP’lileri dolaşmıştı.
Bu süreçte bazı CHP’li kanaat önderlerinin ön seçim istemelerine karşın bildirge de yer alan “Yeni CHP’ ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçireceğimiz (!) bilinsin istiyoruz” ibaresinden rahatsız oldukları ve bu nedenle bildirgeye imza koymadıkları iddia edilmişti.
Birkaç kez yenilenen bu iddia doğru çıktı.
Yeni CHP ibaresinin rahatsızlık yaratması üzerine bu işe ön ayak olan CHP’liler yüzleşme algısı yaratan bu ifadeyi metinden çıkararak ‘ekmek içi’ niteliğinde yeni bir metin kaleme almış ve sonuca gitmeyi hedefledi.
Bildirgede yer alan “Yeni CHP’ ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçireceğimiz (!) bilinsin istiyoruz” ibaresinin metinden çıkarılması ile manifesto niteliği taşıyan bildirge bir dilek kutusuna dönüşmüş oldu.
Anlaşılan o ki CHP’de adayların ön seçimle belirlenmemesi halinde kimse parti ile yüzleşmeyecek, parti ile olan ilişkisini gözden geçirmeyecek.
Genel merkezin kararları karşında eller pantolon çizgisine gelecek.
Bir yüzleşme yaşanmayacaksa, genel merkezin anti demokratik uygulama ve yöntemleri uygulanacaksa patırtı çıkarmaya ne gerek var.
Herkes otursun oturduğu yere.
Bu alında kavga yazmayanların yapacağı bir iş değil.
“Bu iş; ‘Şimdi Zamanı Değil’ diyerek yaşanacak siyasi yüzleşmeyi erteleyenlerin işi değil.
Ayrıca anlamadığımız bir konu var.
Bildirgede yer alan yüzleşme içerikli tespitin yanında Yeni CHP tanımlamasının sorun ve huzursuzluk yarattığı iddia ediliyor.
“Yeni CHP” tanımlaması Kılıçdaroğlu döneminin en önemli argümanı.
Kılıçdaroğlu liderliğindeki dönemin genel stratejisi, marka değeri ve propaganda söylemleri bu tanımlamayla oluşturuldu.
Bu tanımlamayla CHP, dört seçime girdi.
Bu süreçte kimse Yeni CHP tanımlamasından rahatsızlık duymazken, üstelik kendini CHP’li gören herkes Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP’si için tıpış tıpış sandığa giderken, oy kullanırken bugün ne oldu da bu tanımlamadan rahatsızlık duyuldu?
Bildirgeden “Yeni CHP ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçireceğimiz bilinsin isteriz” ibaresinin kaldırılmasını isteyen birkaç kişi ile görüştük.
“Ne şiş ne de kebab yansın” türündeki akıllara zarar açıklamalar karşısında bir kez daha hayrete düştük.
Böylece CHP’nin neden bir adım öteye gidemediğini de anlamış olduk.
Manifesto niteliği taşıyan bildirgeden “Yeni CHP’ ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçireceğiz” tanımlamasının çıkarılmasını isteyenler, bilisin ki genel merkezin aday belirleme yöntemine ilişkin her türlü tasarrufunun yerel ortaklarıdır.
Bir Muğla deyimiyle sonlayalım.
“Deyinde le Kılıçdaroğlu; Bunların topunun hakkından gel”.
Bu yaptıkların az bile…