YEREL SİYASET-YERLİ SİYASETÇİ VURGUSU
Bir gün önceden devam edelim.
‘Bülent Karakuş önerme mi tercih mi?’ başlığı taşıyan yazıyı; “Ak Parti yüksek siyaseti sanıyoruz ki; kırmızı çizgide yer alan seçim bölgelerine ilişkin bakış açısını değiştirdi. Sanıyoruz; Siyasi bakışın yerini (!) sosyolojik bakış aldı. Bülent Karakuş; DYP, Demokrat Parti geleneğinden gelen, liberal bir kişilik. Ötesinde Karakuş, özellikle oda yönetiminde partiler üstü bir uzlaşıyı tesis eden, farklı siyasi görüşlerden oy alan ve uyum içerisinde çalışan, yerel değerlere ve kentin yaşam şekline uygunluğu tartışılmayacak bir isim. En önemlisi de Karakuş’un demokrat ve muhafazakar bir çizgide olmasına karşın asla ve asla taassup anlayışı ile hareket etmemesi” tespiti, “Ak Parti yüksek siyaseti yeni dönemde yerel değerlere uygun, yerel isimleri tercih etmeye devam eder mi? Bunun gerisi gelir mi?” sorusu ile bitirmiştik.
Yazının ardından Gazeteci (merhum) Levent Güleç’in “yerel siyaset-yerli siyasetçi” vurgusu yapan ‘Yerli tomate’ örneklemesine geçecektik olmadı.
Geçemedik.
Ak Parti MKYK Üyesi Bülent Karakuş hakkında ulusal basında ve sosyal medyada çıkan haber ve tartışmalar nedeniyle ‘yerli tomate’ye geçişi erteledik.
Zira Bülent Karakuş’un MKYK’ya seçilmesinin hemen ardından FETÖ soruşturması geçirmesi ile ilgili sosyal medya paylaşımları yapılmış, tartışma Muğla’nın gündeminden Türkiye’nin gündemine taşınmıştı.
Tartışmaların odağında ise; hakkında FETÖ soruşturması bulunan ve soruşturması devam eden Karakuş’un iktidar partisi MYKY’sına seçilmesi yer aldı.
Kimilerine göre; bu mümkün olmayan bir durumdu.
Kimilerine göre de istihbaratı elinde tutan iktidar partisi en yetkili karar organına isim belirlerken mutlaka gerekli araştırmayı yapmıştı.
Zira siyasi kulislerde Bülent Karakuş’u MKYK’ya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun önerdiği bilgisi ve iddiası yer aldı.
Tartışmaların ardından Ak Parti MKYK üyesi Karakuş, yapılanlara ilişkin kısa bir açıklama yaptı.
Açıklamasında tüm bunların karalama kampanyası olduğunu ifade eden Karakuş, bunu yapanları kınadı.
Ancak tartışmalar bir türlü durulmadı.
Tartışmaların dozu gittikçe arttı.
Ancak buna karşın yüksek siyasetten bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı.
Sonuçta tartışmalar nedeniyle Muğla, iktidar partisinin en yetkili karar organı MKYK’da temsil edilmesinin tadını çıkaramadı.
Bu tartışmalar bitinceye, sular duruluncaya kadar “yerel siyaset-yerli siyasetçi” vurgusu yapan ‘yerli tomate’ örneklemesine geçmeyeceğimizi belirterek sonlayalım.