CHP Genel Merkezi Muğla örgütleri için yeni yılın ilk sürprizi yaptı ve MYK kararıyla Mürsel Alban’ın il başkanı olarak atadı.
Atama kararı il yönetimine ulaştı. Günlerdir direnen il yönetimi MYK’nın gönderdiği kararını uygulamaya koymadı, tüzüğün kendilerine sağladığı hakkı kullandı. CHP il yönetimi MYK’dan gelen atama kararını “bu bir tavsiye kararıdır, il yönetimi olarak bu karara uymuyor, tüzüğün bize verdiği hakkı kullanarak il başkanı olarak Murat Tevfik Ülkü’yü seçiyoruz” dedi ve dediğini de yaptı.
İl yönetimi Murat Tevfik Ülkü’yü il başkanı olarak seçti, kararını da genel merkeze bildirdi. Altı okkalı genç il yöneticileri aldıkları kararla “sürpriz öyle olmaz böyle olur” dedi.
***
Bu saatten sonra ne olur?
İşin aslı ne olacağı çokta önemli değil.
Siyasi uyuzluğa ve teslimiyetçi anlayışa karşı gelen il yönetimi, CHP statükosu tarafından görevden alınabilir…
***
Karara imza koyan bazı il yöneticileri ile görüştük, hepsi kararlarının arkasındalar.
Hepsi birden aynı şeyi düşünüyor, aynı şeyi savunuyor. CHP İl yönetimi; “Bu teslimiyetin sonu yok. Buna ya şimdi karşı çıkarız, ya da ruhumuzu tamamen teslim ederiz” diyerek çoktan kentin siyasi tarihinde kendisine haklı bir yer açtı. Görevden alınmış olsalar da artık görevden almanın bir anlamı kalmadı.
Bu süreçte örgütsel iradeyi, hukuku ve parti içi demokrasiyi savunmaktan gelen her bir ceza; il yönetimi için büyük bir onurdur, nişanelerin en büyüğüdür…
***
“Görevden alınacaklar, siyasi hayatları bitecek” diye feveran eden statik işbirlikçiler yanılıyorlar. Aksine örgüt kararını genel merkezin önüne koyan, gençlerden oluşan il yönetiminin her bir üyesinin siyasi hayatı daha yeni başlıyor…
Varsınlar bugün il yönetiminin tamamını görevden alsınlar.
CHP ülke genelinde varlık yokluk kriterli milletvekili genel seçimlerinden başarısız çıksın (!) siz o zaman görün, siyasi hayat nasıl bitiyor, bitiriliyor?
Seçimlerde olası bir başarısızlıkta Kılıçdaroğlu ve ekibinin işine işte bu altı okkalı gençler son verecekler.
Artık bu gençlerin önünü kimse kesemez.
Bugün değilse yarın, belki daha da yakın CHP’deki kötü gidişe işte bu gençler son verecekler.
***
Daha önce de ifade etmiş, “milletvekili aday adayı olmak için il başkanlığından istifa eden Mustafa Öztürk’ün yerine yeni il başkanını seçmek; ne belediye başkanlarının ne de ilçe başkanlarının görevi değildir. Tüzüğe göre bu görev il yönetiminindir. Bu süreçte il yönetiminin yüksek siyaset eliyle yürütülen teslimiyetçi anlayışa karşı gösterdiği direnç bu sürecin en anlamlı girişimi olarak görülmelidir” demiştik.
Yaklaşık bir haftadır aynı şeyi söylüyor, aynı şeyi yazıyoruz.
Geldiğimiz noktada yerel siyaset tüzüğün kendilerine verdiği hakkı kullanarak yüksek siyasete bir demokrasi hatırlatması yaptı. Bizi siyasi uyuzluktan, teslimiyetçilikten kurtardı…
***
Üzerimizde kalmasın, bir selam, bir sloganla sonlayalım.
Selam; Örgütsel irade ve parti içi demokrasi için geçtiğimiz yıl yerel seçimler öncesinde arkadaşlarıyla birlikte Çoban Ateşi yakan Musa Gökbel’den…
Gökbel’in herkese selamı var.
Özellikle de il yönetiminin altı okkalı her bir üyesine…
Slogan; Atama ile kontenjanla yerel siyasetin zarar gördüğünü her fırsatta dile getiren, en son dayanamayıp işi meyve sebze üzerinden tarif eden gazeteci merhum Levent Güleç’ten…
“Yerli tomatenin galle badılcanın dadı başkadır, tomateye de badılcana da sahip çıkalım. Bu turfanda sera işini bırakalım” diyen Güleç’i saygıyla analım…