YOK ÖYLE ÜÇ KURUŞA BEŞ KÖFTE
Öyle bir noktadayız ki artık biz kimin nereye gittiğine, ne yapmaya çalıştığına falan bakmıyoruz. Bizim baktığımız yer; aday olanların, kendini aday ilan edenlerin ya da ettirenlerin aday oldukları yere ilişkin yapacaklarına dair söylemleri.
İster partisinde kalsın, ister partisini değiştirsin, isterse bağımsız olsun.
Biliyoruz ki insanlar tercihleriyle yaşar.
Bizim ilgilendiğimiz adayların kentlerine yönelik hedefleri, ötesinde ortaya koyduğu vizyonları.
Bodrum, Fethiye, Marmaris gibi dünya markasına dönüşen ilçeleri kim, hangi vizyonla yönetecek?
Adaylık meşruiyetini salt siyasete bağlamak artık yeterli gelmiyor.
Her bir adayın çıkıp ne yapacağını söylemesi, toplumla paylaşması gerekiyor.
Var mı böyle hazırlığı olan?
Var.
Bir elin parmakları kadar.
CHP Ortaca Belediye Başkan Adayı Mehmet Sertkaya,
İYİ Parti Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun,
CHP Köyceğiz Belediye Başkan Adayı Hüseyin Erol,
Ak Parti Milas Belediye Başkan Adayı Barış Saylak,
CHP Menteşe Belediye Başkan Adayı Bahattin Gümüş, aday oldukları kentleri nasıl yöneteceklerini üç aşağı beş yukarı ifade ettiler.
Ya Gerisi?
Ortada 30-35’e yakın belediye başkan adayı var.
Farklı siyasi partilerden aday olan ilçe belediye başkan adayları kentleri nasıl yöneteceklerini açıkladılar mı?
Bağlı bulundukları siyasi partinin genel merkezi tarafından belirlenen, yerel seçimlere yönelik belediyecilik anlayışına uygun kaçı yerel açılım yaparak seçmenin önüne koydu?
Kaçı namus belgesi niteliğinde seçim bildirgesi hazırladı?
Hangi adayların böyle bir hazırlığı var?
Muğla’nın Seydikemer’den Kavaklıdere’ye, Fethiye’den Datça’ya her bir ilçesi çok kıymetli.
Tarihsel mirası, tarım ve turizm potansiyeli ile hepsi birer mücevher değerinde.
Tüm seçim bölgesi yerleşkeler özensiz, derinliksiz broşürlere sığmayacak kadar, bir kişinin becerisine ve algısına bırakılmayacak kadar önemli.
Tamam.
Her bir aday belli bir misyonun sahibi.
Peki ya hepsi (!) vizyon sahibi mi?
Eğer vizyon sahibiyseler (!) biz neden bu vizyonları göremiyor, hissedemiyoruz?
Bir partiden aday gösterilenler ya da başka bir partiden aday olanlar, yeniden seçilebilme gayretinin dışında hangi kent vizyonunu, hangi şehircilik anlayışını ortaya koyuyorlar?
Kent-insan-yaşam, tarım-turizm-ekonomi ilişkisinde ne düşünüyorlar?
Kışlık nüfusu 1 milyon, yazlık nüfusu 3 milyonu aşan Muğla’da;
CHP’li belediye başkan adayları,
İyi Partili belediye başkan adayları,
Ak Parti-MHP İttifakının belediye başkan adayları, siyasal kimliklerinin dışında hangi farklılıkları seçmenin önüne koyuyorlar?
Yönetmeye talip oldukları kentlere ilişkin stratejik planlamaları var mı?
Bir adayın en büyük projesi ‘seçilmek’ olabilir mi?
Seçmen bu yükü nereye kadar taşıyacak?
Tıpkı 2014 büyükşehir statülü seçimlerde olduğu gibi “Hele bir seçilelim, seçildikten sonra bakarız” diyenleri uyaralım.
Artık her ilçede, her seçim bölgesinde birden fazla aday ve seçmenin önünde farklı seçenekler var.
Yok öyle üç kuruşa beş köfte…
Her bir adayın çıkıp ne yapacağını söylemesi, toplumla paylaşması gerekiyor.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir.