Mart 2014 yerel seçimlerinde halkın oylarıyla seçilen Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi ilk kez toplandı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, meclis toplantısı öncesinde yaptığı açıklamalarla gündeme damgasını vurdu. Geçmişin belediyecilik yüküyle Gürün, geleceğin belediyeciliği konusundaki ilk ipuçlarını da vermiş oldu. Yeni CHP’nin adayı olarak seçimi kazanan, büyükşehir statülü yeni süreçte herkesten anlayış ve tolerans beklediğini ifade eden Başkan Gürün; “Biz şu anda yoktan var etmeye çalışıyoruz” dedi. Bu süreçte hatalar ve yanlışlar olabileceğini, herkesin birbirine toleranslı davranması gerektiğinin altını çizdi.
***
Gürün uyardı…
“Hatalar ve yanlışlar olabilir” dedi. “Hatalar ve yanlışlar olursa da toleranslı davranalım” dedi.
Gürün açıklamalarıyla yeni sürecin yöntemini ve modeli ortaya koymuş oldu.
***
Büyükşehir yasasının ne getirdiğini, ne götürdüğünü, yönetim şeklini, mali ve iktisadi kaynaklarını özümsemiş üç beş kişiden birisi olarak Başkan Gürün’ün yeni sürece ilişkin “Yoktan var etmeye çalışıyoruz” açıklamasını manidar bulduğumuzu belirtelim.
Açıklama manidar (!) Çünkü yeni büyükşehir yasası belediyelerin gelirini arttırdı.
Nasıl mı?
***
Konuyu açalım. Mevcut durumda büyükşehir belediye sınırları içinde toplanan GBVG’nin (Genel Bütçe Vergi Gelirleri) yüzde 5’i büyükşehre verilirken, Yeni Büyükşehir Yasası’nın getirdiği düzenlemeyle bu miktar il genelinde toplanan GBVG’nin yüzde 6’sına çıkarıldı…
***
Diğer taraftan mevcut durumda Türkiye genelinde toplanan GBVG’nin yüzde 2,5’i nüfus esasına göre büyükşehir ilçe belediyeleri payı olarak ayrılırken, Yeni Büyükşehir Belediye Yasası’yla yapılan düzenlemeye göre Türkiye genelinde toplanan GBVG’den büyükşehir içindeki ilçe belediyelerine ayrılan bu pay yüzde 4,5’e çıkarıldı… Yani, Yeni Büyükşehir Belediye Yasası’yla büyükşehirlere sağlanan ek gelirle hizmet kalitesinin arttırılması amaçlandı.
Bu kaynakların rakamsal değerlerini büyük şehrin büyük iktisatçıları araştırsın bulsun.
Bulamayanlar, bulmak istemeyenler için biz Muğla’nın Genel Bütçe Vergi Gelirlerindeki payını bilginize sunalım…
***
Muğla’nın Genel Bütçe Vergi Gelirlerindeki payı mevcut duruma göre; 198.810.729.TL.
Yeni yasaya göre bu rakam; 390.711.160 TL’ye yükseldi. Eski oranla yeni oran arasında 191. 900. 431 TL artış farkı var. Buna göre Muğla’nın büyükşehir olmasıyla Genel Bütçe Vergi Gelirlerindeki payı yüzde 96.52 oranında arttırıldı. Neredeyse yüzde 100’e yakın…
***
Konunun daha iyi anlaşılması için örnekleyelim.
Muğla ile bir başka kenti kıyaslayalım. Mesala Eskişehir’i (!)
Hükümetin yayınladığı raporlara, yeni düzenlemeye göre; Muğla’nın payı Eskişehir’den büyük…
Model kent Eskişehir’in payı; 368.446.590 TL (!) Muğla’nın payı; 390.711.160 TL…
Kimse “yerim dar” demesin, mazeret üretmesin…
Rakamlar ortada (!) Bu noktada Başkan Gürün’ün; Neyi ‘yoktan var etmeye çalıştığını’ anlamak mümkün değil… Umarız bu açıklamayla Başkan Gürün mali kaynakları değil, yönetim biçimini kastetmiştir.
***
Sonuçta ne olursa olsun. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Sayın Gürün; Her ne kadar seçim bildirgesinde daha iyi bir kent ve daha iyi yaşam koşulları vaat etmemiş olsa da (!) İlin tamamında kırda, kırsalda ve kıyıda yaşayan insanların yaşam konforunu arttırmak zorunda…
Bugün “İhtiyaçlar sonsuz, imkânlar kısıtlı” mazeretini öne süren Başkan Gürün büyükşehir belediye başkanlığının ateşten gömlek olduğunu biliyordu. Kimse Başkan Gürün’e bu görev için bal mumundan davetiye göndermedi. Başkan Gürün bu göreve bilerek, isteyerek geldi. O nedenle şimdi mazeret değil, iş üretmesi gerekiyor. Büyük planlamanın başına geçmesi bir maestro gibi kenti yönetmesi gerekiyor…
***
Başkan Gürün meclis açılış konuşmasında altı aydır ilgili konularda hazırlık yapıldığını, bu konuda bir organizasyona sahip olduklarını ifade etti. Ancak bu ifadenin ardından “Bir sorunla karşılaştığınızda direk beni arayın. Böylece oluşacak kaosun önüne geçebiliriz, daha doğru kararlar alabiliriz” sözleriyle de önümüzdeki süreçte yaşanacak kaosu işaret etti.
Sonlayalım.
Tabi ki beş senede tüm sorunları çözmek mümkün değildir.
Ama beş sene boyunca ‘yeni kurulduk, kurumsal kimliği oluşturamadık, ihtiyaçlar sonsuz, imkanlar kısıtlı, yoktan var etmeye çalışıyoruz’ gibi mazeretlerin arkasına sığınmakta mümkün değildir…