Ak Partili bir okur iletisini sizlerle paylaşalım. Manidar ileti diyor ki;
“Sürekli büyükşehir yasasını eleştiriyorsunuz. Sorunların temelinde yasa var diyorsunuz.
Yapmayın Allah aşkına (!)
Sorunun temelinde sadece yasa mı var?
Ya insanlar?
Yani belediye başkanı olarak, belediye meclis üyesi olarak seçilen siyasetçiler?
Onların temsil, yönetim konusundaki beceriksizlikleri sorun değil mi?
Siz değil misiniz, ‘CHP’lilerin seçilmekten başka derdi yok. Bunlar büyükşehir yasasının farkında değiller. Yeni yönetim şeklinde bunlar başarısız olur, çuvallar’ diye yazan (!)
Bugün yaşadığımız bu değil mi?
Bugün büyükşehir ile ilçe belediyeleri arasında yaşanan sorun sadece yetki ve imkânsızlık sorunumu sizce?
Kendini elit ve imtiyazlı gören, ben duygusu yüksek politikacı tipi sorun değil mi?
Uzlaşma kültürünü ve demokrasiyi hazmedemeyen egosu yüksek siyasetçi tipi bu süreçte sorunları daha da çözümsüz hale getirmiyor mu?
Bu türün hiç mi suçu yok yani?
Peki, siyasetçiler; bir arada olmak, bir arada yaşamak ve bir arada yönetmek becerisi gösteremiyorsa yasanın ne suçu var?
Yazar bey;
Biz merkezde yaşayanlar olarak Osman Gürün Bey’in yönetim şeklini iyi biliyoruz. Şimdi de ilin tamamı öğrenecek.
Siz Büyükşehir Belediyesi’nin Demokrat Partili Fethiye Belediyesi ile yaşadığı sorunun yakın bir süreçte CHP’li belediyelerle yaşanmayacağını mı sanıyorsunuz?
Bu yasa için ödül mü, ceza mı diye sormuştunuz ya? Haklıydınız.
Aday adaylığı sürecinde bu yasanın CHP’nin elinde bir cezaya dönüşme ihtimalini de yazmıştınız. Sizleri kutlamak gerek. O süreçte siz Musa Gökbel’i işaret etmiştiniz. Ama o işareti CHP’liler görmemiş, seçilebilme gayretinin peşine düşmüşlerdi.
Bugün gelinen noktada büyükşehir’in CHP’nin elinde bir cezaya dönüşmediğini yazabilir misiniz?
Bu mümkün mü?
Sayın yazar;
Sizin ve Özcan Beyin kentte yürütülen politikalara, Osman Gürün’ün yöntem ve uygulamalarına karşı olduğunuzu biliyoruz.
Sakın vazgeçmeyiniz, biz sizi önemsiyoruz.
Birileri bu kentin siyasi mirasını yemeye devam etse, Muğla’yı kendi malı gibi görse de unutmayın ki; Bu kentin yarısı CHP’liyse diğer bir yarısı değil.
Sizde biliyorsunuz. Bugün yaşadıklarımızın sorumlusu, ilin tamamını bir kasaba algısıyla yönetmeye çalışanların iktidar olarak kalmasını mümkün kılan siyaset ve bu siyasetin içinde aktif rol alan siyasetçilerdir.
Sizin ‘Daha iyi bir kent, daha iyi bir yönetim’ hayalinize katılmamak mümkün değil.
İnanın hepimizin ortak dileği bu.
Bu dileğin CHP eliyle gerçekleşmesi de mümkün değil artık biliyoruz.
Büyükşehir yasasını bilen üç beş kişiden birisiniz. Bunu yazılarınızda gördük. Siz bir gazeteci, bir köşe yazarı olarak büyükşehir yasasının yerel yönetimler anlamında büyük imkânlar getirmediğini söyleyebilir misiniz?
Büyükşehir uygulamasının büyük bir planlama ve programla bir ödüle dönüşebileceğini sizde biliyorsunuz.
Plan ve programdan yoksun, el yordamıyla iş yürütmeyi belediyecilikten sayanların elinde bu yasanın bir cezaya dönüşmesi dediğiniz gibi normal değil mi?
Siyasetçiler, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri yasadan kaynaklı sorunların mazeretine sığınıyor.
Yazar bey; CHP’yi korunması gereken bir miras olarak görmeye devam eden yüzde elli bugüne kadar hakkını kullandı. Memleketin geldiği nokta ve bugün yaşanan sorunlar bu yüzde ellinin eseridir. Büyükşehir yasasıyla gelen yeni yönetim modeli karşısındaki becerisizlikle bu hak şimdi bize, diğer yüzde 50’ye geçecek. O günler artık yakın. Biz onlar gibi yapmayacağız. Hakkımızı doğru kullanacağız”…