MUĞLA’DA MECAZ VAKTİ
“Üniversitede ne oluyor?” başlıklı yazıya iletiler geldi.
Hepsi değerli,
Ancak ikisi daha değerli.
İlki Kemal Önekli’ye,
İkincisi Özcan Özgür’e ait.
Kemal Önekli notu:
“Koza dönemini Kötekli’de tamamlayan ve uzun yıllar üniversitede hüküm süren, statik ve politik yapı kan kaybediyor. Özet bu üstad, teşekkürler, ünistatükonun sonu. O günlerden kalan tespitler hala geçerliydi”
Özcan Özgür notu:
“Peki neyin başlangıcı?”
Soru soruyu,
Yanıt yanıtı doğurdu…
*
Havuz doldu,
Vakit tamamlandı.
*
Batıda metafor, bizde mecaz.
Muğla’da mecaz vakti.
Muğla’da mecaz vakti…
*
Mecaz bir (1):
Muğla, biraz zaman tanırsan, asla yüzünü kara çıkarmayacak bir kenttir.
Mecaz iki (2):
Burada ‘Ağır kazan geç kaynar’ deyişinin günlük yaşamın her alanına sirayet etmesi tesadüf değildir.
Mecaz üç (3):
Kentin girişine; “Hiçbir konuda aceleci olma, burası Muğla” tabelası,
Mecaz dört (4):
Kentin çıkışına; “Hiçbir şeyin zamanda yapılmasını bekleme, sen bak işine gücüne” tabelası asılsa yeridir.
Mecaz beş (5):
Bazen gerçek, sözle değil hareketle gelir.
Mecaz altı (6):
Hayatın tamamı bir kabullenme eylemi olsa da, kaostan temel yaratabilmek önemlidir.
Mecaz yedi: (7):
Kenti yeniden şekillendiren çelişkiler ruhunu hissedebilmek, herkesin harcı değildir.
Mecaz sekiz (8):
Kentin kendisiyle baş başa kalması, sahip olunacak en büyük mülkiyettir.
Mecaz dokuz (9):
Bazı durumlarda zayıf olabilecek kadar güçlü olmak ve zamanı beklemek gerekir.
Mecaz on (10):
Yazmak için; iyi gözlem ve hayal gücü yeterlidir.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir. Köşe yazısının yazılı ve görsel yayın kurumlarında ve internet medyasında izinsiz kullanımı yasaktır. Köşe yazısını yazdırmadan önce çevreye olan sorumluluğun hatırlanmasında fayda vardır.