ARASTA’YI CANLANDIRMAK (!)
Özcan Özgür yazdı, yazmaya da devam ediyor.
Muğla Kentsel Sit Alanının Topluluk Temelli Turizm Yaklaşımı ile Canlandırılması Çalıştayı’na ilişkin ilk açıklama Muğla Ticaret ve Sanayi Odası’ndan 5 Aralık 2019 tarihinde geldi.
Açıklama aynen şöyleydi:
“Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) koordinatörlüğünde Muğla Tanıtım Platformu çatısı altında yer alan kurumlarında katılımıyla ‘Muğla Kentsel Sit Alanı Topluluk Temelli Turizm Yaklaşımı ile Canlandırılması Çalıştayı’ düzenlendi. MUTSO ev sahipliğinde düzenlenen çalıştayda, Menteşe’de turizm gelirinin merkeze çekilmesi, Menteşe ekonomik hayatının canlandırılması, Arasta’yı da kapsayan kentsel sit alanının yaşatılması, tüm bunlar yapılırken de kültürün ve değerlerin korunmasına özen gösterilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla tüm kurumların ortak yapılabileceği projeler hakkında fikir alışverişinde bulunuldu”…
Yapılan fikir alışverişinin ne olduğunu öğrenemesek de Muğla Tanıtım Platformu adlı bir platformun varlığını bu vesile ile öğrenmiştik.
Açıklamanın ardından MUTSO’yu aradık.
Çalıştayda ne gibi kararlar alındı?
Çalıştayın sonuç bildirgesi ne zaman yayınlanacak? diye sorduk.
Katılımcıların görüşü beklendiğini ve açıklamanın ortak yapılacağını öğrendik.
Ancak geçen sürede çalıştaya yönelik bir açıklama gelmedi. Sonucu merak ediyorduk ki;  geçtiğimiz hafta Muğla Tanıtım Platformu’ndan yeni bir çalıştay daveti geldi.
Bu yönde bir çalıştayın 5 Aralık 2019 tarihinde yapıldığını kendilerine hatırlattık.  
Topluluk Temelli Turizm Yaklaşımı tanımını çok ciddiye aldığımızı ancak bu başlıkta gerçekleştirilen ilk çalıştaydan ya da yapılan çalışmanın türü her neyse (!) bir sonuç alınmadığını, bu nedenle yapılacak ikinci çalıştaya katılmayı düşünmediğimizi ifade ederek, katılım teklifini geri çevirdik.
Bizim katılımımızla ortamın gerileceğini ve kimseyle tartışmak istemediğimizi dile getirdik.
Muğla’nın karar alma ve uygulama konusunda karnesinde kırık notlar olduğunu hatırlattık. Ancak şunu söyledik:
Muğla Kentsel Sit Alanının özellikle Arasta’nın Topluluk Temelli Turizm Yaklaşımı ile Canlandırılması yönündeki çalışmalarının doğru bir zeminde yapılması gerektiğini ifade ettik.
Canlılıktan salt ‘ticari faaliyet’ anlaşılmasının yanlış olduğunu (!) topluluk temelli  sürdürülebilirliğin sadece ticari faaliyetlerle gerçekleşemeyeceğini, sorunun sadece ekonomik boyutları ile değil, sosyokültürel ve çevresel boyutları da içerdiğine vurgu yaptık.
Elbette yapılan çalışmalar, bu konudaki çabalar ve gayretler önemli.
Ama bunu doğru zeminde, doğru verilerle yapmak daha da önemli.
Menteşe’de turizm gelirinin merkeze çekilmesi, ekonomik hayatının canlandırılması, Arasta’yı da kapsayan kentsel sit alanının yaşatılması (!) yenilir yutulur işler değil.
Eğer bir vizyona sahip değilseniz ve stratejik planınız yoksa zor.
Hele hele Arasta söz konusuysa.  
Bilfiil orada yaşayan, işini gücünü oraya şadırvanın tam göbeğine taşıyan bizlerin en hassas noktası Arasta.
Kimileri için nostaljik bir figür ya da dekor olarak görülse de bize göre Arasta’nın gerçeği nostaljinin ötesinde.  
Yüksek hedefli meseleyi Arasta üzerinden örneklemek gerekirse önce şu soruları sormak gerek.
Arasta nasıl bu hale geldi, ne oldu da orada büyük bir erozyon yaşandı?
Bu soruların yanıtı aranmalı ve eğer bir yerinden başlanacaksa, dilek ve temennilerden uzakta  topluluk temelli tanımın içi doldurulmalı ve işe sosyokültürel bir araştırmayla başlanmalı.
Gazete olarak durup dururken Arasta’ya taşınmadık, şadırvanın göbeğine sadece adres değiştirmek için gitmedik.
Daha önce yazdık, gözden kaçıranlar için yineleyelim.
Arasta’yı kaderiyle baş başa kalmış nostaljik bir figür olmaktan, yaşayan nefes alıp veren işlevsel bir mekana dönüştürmek gayretinin bir parçası, paydaşı olmak için Şadırvan’a taşındık.
Ancak ne Arasta’nın ne de kent yönetimlerinin buna hazır olmadığını tecrübe ettik.
Unutanlara hatırlatalım.
Dönemin Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ve dönemin Muğla Valisi Ahmet Altıparmak işbirliğinde yürütülen Muğla Arastası Yenileme Projesi ile 21 tescilli toplam 128 işyeri yenilenmiş ve 10 sokakta iyileştirme yapılmıştı.
Muğla’nın en eski ticaret ve alışveriş merkezi olan, geleneksel zanaatların yaşadığı arastada yenileme çalışmalarının hedefinde ise kültür turizmi vardı.
O tarihlerde Zahire Pazarı (Çaput Pazarı) yenilemesi bitmiş ve Arasta yenilemesi ile eski kent dokusu içerisinde yer alan bölge bir kültür ve turizm destinasyonuna dönüştürülmek istenmişti.
2010 yılında kentin yüksek hedeflerinden birisi olarak ortaya konulan bu çabanın üzerinden tam 10 yıl geçti.
Bu süreçte kültür turizmine ev sahipliği yapması beklenen bu tarihi mekân, ticari kaygılar nedeniyle suni, pop kültürlü bir eğlence yatağına dönüştü.
Arasta’nın canlanması için sivil girişimler eliyle, (kötü niyet taşımasalar da) yapılan her yeni hamle Arasta’yı kendi ruhundan ve kültür turizmi hedefinden uzaklaştırdı.
Tarihi mekânları, kendine özgü mimarisiyle Arasta, kültür turizm noktası olmayı beklerken, bir başka kültürün istilasına uğradı.
Tarihi Arasta’nın müdavimleri Cumhuriyet kuşağı aramızdan ayrılırken, ikinci kuşak varislerin büyük çoğunluğu ‘burada bir şey olmaz’ diyerek babadan kalma mülklerini elden çıkardı.
Ötesinde farklı işletme ve işletmecilerle Arasta’nın sınırları zorlandı.
Oysa en büyük zenginliğimiz olan yaşam kültürümüzün oluşmasında derin etkisi olan Arasta’nın fiziki yapısını korumanın yanında kültür turizmine entegrasyonunu sağlamamız gerekirdi.
Ama beceremedik olmadı. Vizyon oluşturmak için gereken işbirliği bir türlü sağlanamadı.   
İlkinde olduğu gibi, geçtiğimiz hafta platform çatısı altında kişi ve kurumların girişimiyle ikincisi düzenlenen çalıştayda ne gibi kararlar alındı?
Henüz bilmiyoruz.
Bildiğimiz; kentsel sit alanı içerisinde yer alan tarihi mekânın geleceğine ilişkin yapılacak her türlü çalışmanın kültür turizmine yönelik olması gerekiyor.
Bir tespit ve tavsiye ile bitirelim.
Turizm sektörünün yüzde 40’ı kültürel ve tarihi mirasa dayanıyor.
Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 10’nunu turizm sektörü oluşturuyor.
Kültürel ve tarihi miras, kentin hizmetine nasıl sunulur?
Bu proje nasıl bir fırsata dönüşür? sorularının yanıtını aramak gerekiyor.
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Şubat 2020