‘DAHA AZ TEMAS, DAHA GÜVENLİ TATİL’
Koronavirüs salgınının turizm sezonunun başlangıcına denk gelmesi bütün hesapları bozdu.
Sizde takip ediyorsunuzdur.
Kültür ve Turizm Bakanlığı turizm de yeni bir yol haritası hazırlamaya başladı.
Sektör temsilcileri ile yapılan toplantılar, bilim kurulları doğrultusunda alınacak ortak kararlarla turizme hizmet veren işletmelerde yeni düzenlemeler getirilecek.
İlk ipuçlarına bakılacak olursa, oteller yarı kapasiteleriyle hizmet verecek.
Plajlardaki şezlong sayıları azaltılacak, sosyal mesafe kuralına uyulacak.
Otellerdeki açık büfeler açılmayacak.
Misafirlerin konakladığı odalar düzenli olarak dezenfekte edilecek.
Yeni normal standartlara göre sektör yeniden şekillenecek.
Turizmciler turizmin canlanmasını istiyor, en azından iç turizmin.
Salgın öncesi kente ilişkin verileri hatırlayalım.
Geçtiğimiz yılın Mart-Nisan aylarına göre Muğla’nın Turizm İşletme Belgeli Tesis Yatak sayısı; 111 bin 593, Turizm Yatırım Belgeli Tesis Yatak Sayısı; 25 bin 872, Belediye Belgeli Konaklama Tesis Yatak Sayısı; 59 bin.
Muğla ülke genelinde Tesise Gelişte; 4.4 milyon kişi, Geceleme Sayısında; 14.2 milyon konaklama ile toplam yüzde 60.2’lik oranla 3. sırada yer alıyor.
Bu kapasitesi ile Muğla, Antalya ve İzmir gibi iç turizmin ana destinasyonları arasında bulunuyor.
Her şey normal gitmiş olsaydı (!) 2020 yılı Muğla turizmi açısından zirveyi yakalayan yıllar arasına girebilirdi.
Ama olmadı.
COVID 19 salgınının küresel bir boyuta ulaşması, salgınla mücadelede her ülkenin kendi sınırlarına çekilmesi, tüm sektörleri etkilediği gibi turizm sektörünü de etkiledi.
Salgınla ‘turizm; sadece barış ortamında yapılan bir olgudur’ tespitinden ‘turizm; sağlıklı ve barış ortamında yapılabilen bir olgudur” gerçeğine evrildik.
Bu ara yapılan araştırmaları yakından takip ediyoruz.
Salgın sonrası sektöre yönelik araştırmalara göre Muğla, tatil tercihi konusunda diğer refiki illerden daha çok tercih edilecek gibi görünüyor.
Bu tercihte Muğla’nın coğrafi konumu önemli bir rol üstleniyor.
Zira 1479 kilometre kıyı şeridi ile Muğla Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip.
Sahil şeridinin her bir kıvrımında yer alan turistik yerleşkeler ve bu yerleşkelerde yer alan küçük/orta ölçekli işletmeler, oteller dışında tercih yapmak isteyen tatilciler için bir seçenek oluşturuyor.
Bu sezon tatilciler, yani tatile çıkmak isteyenler büyük oteller yerine butik, bungalov, apart, villa tarzı işletmeleri ve küçük aile pansiyonlarını tercih edebilir.
Bu konuda yapılmış araştırmalar var ve bu araştırmalar Antalya’da azalışa, Muğla’da artışa işaret ediyor.
Çıkış arayan sektör için bu işaret önemli.
Şöyle ki; Hisarönü, Turgut, Selimiye, Orhaniye, Söğütköy, Karaincir, Emecik, Kargı koyu, Mesudiye, Çökertme, Mumcular, Güvercinlik, Kıyıkışlacık, Ören, Boğaziçi, Güllük ve Akyaka gibi yerleşkeler tatilcilerin radarına irmiş durumda.
Mavi yolculuk da öyle.
Tatilciler ‘Daha az temas, daha güvenli tatil’ anlayışıyla bu yerleşkeleri tercih edebilir.
Elbette kapasiteli oteller de salgına yönelik önlemleri alacak, tatili daha sağlıklı ve cazip hale getirecektir. Bakanlığın yeni kriterlerine göre kendilerini yeniden şekillendirecektir.
Ancak yapılan araştırma sonuçları salgın nedeniyle tatilcilerin daha minimalist bir anlayışla hareket edebileceği yönünde.
Salgınla mücadelede kritik bir süreçteyiz.
Ramazan Bayramı sonrasına kadar alınan tedbirlere uyulursa Haziran ayında iç turizm başlayabilir.
Bu noktada Milli Eğitim’in açıklayacağı eğitim takvimi de önemlidir…
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Mayıs 2020