‘GÜVENLİ TATİL’ KAVRAMI
Bir önceki yazıyı şu tespitle bitirmiştik.
“Bize göre; turizmin emekleme döneminde, daha işin başında, yıllar öncesinde şehircilik anlamında Bodrum mimarisinde gösterilen kararlılığın, Bodrum turizminde de gösterilmesinin zamanı geldi. Ahmet Aras ve ekibi, Bodrum turizminin hangi değerler ve temeller üzerine kurulacağını belirmek için tarihi bir fırsata sahip olduklarını fark etmeli. Dünya genelinde pandeminin bütün alışkanlıkları ve ilişkileri değiştirdiği bu yeni süreçte Bodrum, turizm konusunda eski paradigmaları bir kenara koyarak kendine özgü yeni turizm konseptini ve yeni normalini yaratmalı. Buna yönelik bir çalışma başlatmalı.
Bodrum; Maldiv beyazını değil, Arşipel mavisini tercih ettiğini ortaya koymalı”…
Yazının yayınlandığı gün Bodrum’dan gelen bir açıklama bu konuda yol alındığını ya da alınacağını ortaya koyar nitelikteydi.
Bodrum Tanıtma Vakfı (BOTAV)’nın girişimleriyle beş ülkenin (Hırvatistan, Romanya, Slovakya, Arnavutluk ve Sırbistan) İstanbul Başkonsoloslarının Bodrum’a davet edilmesine yönelik yapılan paylaşımlarda yer alan ifadeler bizi ziyadesiyle sevindirdi.
Sevinmenin ötesinde bize; “Aklın yolu bir” dedirtti.
Konsolos ziyaretine ilişkin açıklama yapan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum turizmini, kentin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri de kapsayan yeni bir anlayışla kalkındırmak için harekete geçtiklerini söyledi.
Başkan Aras, “Kentimizi, doğası, arkeolojik zenginlikleri, gastronomisi, tarımı ve kültürüyle bir bütün olarak dünyaya tanıtmak için harekete geçtiğimiz ve bunun geri bildirimlerini hemen almaya başladığımız bir dönemde, küresel salgın ile mücadeleye başladık. Bu talihsiz sürecin sona ermesiyle birlikte markalaşma ve tanıtım projelerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bodrum’u turizme dair sunduğu tüm olanaklarıyla anlatmak ve birlikte ortak projeler ve etkinlikler düzenlemek için var olan ilişkilerimizi daha da geliştireceğiz” dedi.
Başkan Aras’ın vurguladığı gibi; doğa, arkeoloji, gastronomi, tarım ve yaşam kültürünü bir bütün olarak tanıtımın merkezine koyarak, geleceğe yönelik yeni bir vizyon oluşturmak mümkün.
Tabi ki 6. Kıta Akdeniz’i ve Anadolu Hümanizmini unutmadan.
Bunun için bugüne kadar belirlenmiş, yürürlükte kalmış ve kısmen de sonuç alınmış Bodrum konseptinin bir an önce yeni normale göre şekillenmesi gerek.
Elbette bu konuda daha önceden yapılmış çalışmalar, çalıştaylar var.
Ancak bugünün pandemi ile değişen koşullarında Bodrum’un yenilerine ihtiyacı var.
Eskilerinin bugüne faydası yok.
Turizmin sadece barışçıl ve sağlıklı ortamlarda yapılan bir olgu olduğunu göz ardı etmeden, dünyanın iyi/kötü her halini içeren, yerel ve ulusal düzeyde aktörlerin ve bilim insanlarının katkı koyacağı çalışmalara, acil eylem planı ile birlikte geleceğe yönelik stratejik planlamaya ihtiyaç var.
Bir örnekle bitirelim.
Bundan 6 ay önce başka sorunları konuşuyorduk.
Yani dünya güllük gülistanlıkken bu sorunlar yoktu.
X havayollarına ait bir uçak Bodrum-Milas Havalanına iner, turist oteline yerleşir, Bodrum’un tadını çıkarırdı.
Ama bugün işler değişti.
Bugün turisti getirecek havayollarının bazıları tüm yolcularını korona virüs testinden geçireceğini duyurdu. Bazıları da Türkiye’de korona virüse yakalanan turistlerin ülkesine geri dönüşünü garanti ettiğini açıkladı.
Turisti taşımanın, yatırıp kaldırmanın, yedirip içirmenin, gezdirip eğlendirmenin standartları değişirken, pandemi ‘Esnek Rezervasyon’ diye bir şey başlatmışken, turizm olgusunun merkezine ‘Güvenli Tatil’ kavramını koymak artık bir zorunluluk.
Zira bugünün rezervasyonları, satış ve pazarlamaları sağlık ve güvenlilik üzerinden yapılıyor.
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Haziran 2020