‘OTURAGOSENE EVİNDE & MASKENİZİ ÇIKARIGOMAN’
Galiba dünyanın her yerinde böyle.
Bütün dillerde konuşma ve yazı dili ayrımı var.
Kendimden biliyorum, yani konuşan ve yazan birisi olarak bu ayrım hem konuşanı hem de yazanı etkiliyor.
Konuşma dili ile yazı dili arasındaki ayrımın elbette birçok nedeni var.
Tarihsel süreç, doğduğun yer, eğitim, sanatla özelikle edebiyatla olan ilişki ve dünya görüşü…
Arada bir yerel şiveyle kaleme aldığımız yazılarda bizim yaptığımız; yazıyı konuşma diliyle yazmak.
Ancak yazılara Dondurmam Gaymak tadı veren, konuşma diliyle yazılanlar değil.
Mizahı yaratan ya olayın ya da karakterin kendisi, ötesinde düşünce ve davranış şekli.
Mizah orada ortaya çıkıyor.
Yani o tür yazılarda mizahı; dil ya da şive oluşturmuyor.
Mizahı olayın ya da karakterin kendisi oluşturuyor.
O kişiliğin altındaki dünya görüşü, sahip olduğu yaşam şekli ve kültürü oluşturuyor.
Birkaç kez yazdık, yineleyelim.
Biz ‘komiklik olsun’ diye Muğla şivesiyle yazmıyoruz.
Zira bize göre; şive bir komiklik unsuru değil.
Öyle olsaydı (!)
Muğla şivesiyle yazılan her şey komik olurdu.
‘Gelipduru gidipduru’ demenin neresi komik?
Ya da ‘Hadi gare gidem, aşam oldu, anamgil bekle’ demenin?
Sapla saman karıştırılmasın.
Bizim yazdıklarımızda belli bir kurgu ve arkasında bir öykü var.
Yazara zahmet vermeyen yazı, okuyana zevk vermez.
Bizim bu konudaki özgüvenimiz yerinde, Marçal dağları kadar.
Dilin özgün olanına sahipken, bu özgünlüğü büyük bir miras ve zenginlik olarak görürken, taklidi takdir etmemiz mümkün değil.
Her zeminde ve koşulda söyledik. Muğla ağzını, Ege şivesini komiklik unsuru olarak görenlere şiddetle karşıyız.
Muğla dekorlu, bir çoğu ‘metropol fitnesiyle sarmalanmış köy pornografisi’ tadındaki ucuz senaryo ve prodüksiyonlardan bıktık usandık.
Kadim şivenin canına okuyanlardan birileri tatmin olsalar da (!)
Bu kentin entelektüelleri ve aydın insanları bu pazarlamaları yemez, ipine takmaz.
Bir örnekleme:
Bodrum ve Menteşe Belediyeleri’nin korona virüs salgını nedeniyle alınan önlemler çerçevesinde özellikle de kısıtlama günlerinde şehrin muhtelif yerlerindeki duyurumluklara (billboard) yerel şiveyle yaptıkları duyurular…
Bodrum Belediyesi’nin; ‘Napıtdorun dışarda? Oturagosene evinde’,
Menteşe Belediyesi’nin de; ‘Hindi, üsed azalıpduru deye, maskenizi çıkarıgoman’ duyurularının her ikisi de Muğlalının derdini anlatan muhteşem ve ilgi çeken uyarılar.
Duyuruları haber yapmayan haber kanalı kalmadı.
Her ikisi de yerine yakıştı.
Peki, yerel şiveyle yazılmasına karşın ‘farkındalık’ yaratan bu duyuruları anlamayan var mı?
Yok (!) herkes ‘kuduz’ gibi anladı.
Bu duyuruların arkasında komiklik değil, yaklaşık 90 bin ikinci konutçuya, buna karşın 9 yoğun bakım yatağına sahip olan bir Bodrum gerçeği var.
Bodrumlu ‘Oturagosene evinde’ demesin de ne desin?
Menteşe Belediyesi’nin ‘Maskeni çıkarıgoman’ uyarısının arkasında da ‘Vaka sayısı azıldı, bu iş bitti’ diyerek rehavete kapılanlara haklı bir gönderme var.
‘Mahalleden mahalleye şivesi, yöresel ağzı değişen bu topraklarda böylesine değişken bir dil yapısına, bu zenginliğe ve derinliğe saygı’ temennisiyle bitirelim.
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Mayıs 2020