TAKIKLAR  
‘Takık’ kime deniyor?
‘Kafayı takana, takıntılıya’ deniliyor.
Bu tek taraflı monolog ilişki de; takma işi takan açısından sorun yaratmasa da (!)
Takılan anlamında sorun yaratabiliyor.  
Biri size taktı mı? takıyor.
Takık, işin cılkını çıkarana kadar takığı ile uğraşıyor.
Gece demiyor, gündüz demiyor, yemiyor, içmiyor, veryansın sallıyor.
Politik takıntılık ise bu türün başını çekiyor.
Zaman zaman zemini ve aktörleri değişse de bu ara ‘takık listesi’nin başında Kadem Mete yer alıyor.  
Birileri (!) Kadem Mete’ye takmış durumda.
Bu muhteremler kendileri taktığı gibi sizden de takmanızı bekleniyor.
Neden? Sorusu sorduğunuzda ise kendilerinden adam akıllı bir yanıt alınamıyor.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz, takdir edersiniz etmezsiniz adam; il başkanı.
Görevinin başında ve kongreler sürecini yönetiyor, süreci yöneten il başkanı olarak il kongresine doğru da yol alıyor.
Ancak il kongresi yaklaştıkça da takıklık dozu gittikçe artıyor.
Zira takıkların gündemini sadece ve sadece; ‘Kadem Mete’nin il başkanı olup olmayacağı’ oluşturuyor.
Uzun süre Gazeteci Özcan Özgür’ün yolunu aşındıran, ancak Özgür’ün “Kadem Mete’nin aday olup olmayacağını ben nereden bileyim” yazısı üzerine kendisinden vazgeçen takıklar bu ara tercihlerini bizden yana kullanıyor.   
Özcan Özgür’den sekenler artık bize geliyor.  
Kısa günde 3, uzun günde 13 kez (!) ‘Kadem Mete’nin aday olup olmayacağı’ sorusu soruluyor.
İtiraf etmek gerekir ki bu ısrarcı durum bizde ‘kabak tadı’ etkisi yaratıyor.
Kendilerine öteden beri kabaktan hiç hoşlanmadığımızı ifade etsek de, derdimiz anlaşılmıyor. Israrlı sorular mütemadiyen devam ediyor ve tüm ısrarlar tek bir soruda birleşiyor.
“Kadem Mete aday olur mu?”…
Başlarda, yani sekmeler başladığında partilerin iç işlerine karışmadığımızı, mesafemizi koruduğumuzu, bu işin bizim üzerimize vazife olmadığını, aday olma kriterlerine sahip her siyasetçinin aday olabileceğini, Kadem Mete başkanın yeniden adaylık düşünebileceğini kendilerine uygun bir dille izah ettik.
Ötesinde gazetecilerin siyasi müneccim olmadığını, siyaseten gelenlerin yine siyaseten gittiğini hatırlattık.
Partinin teamüllerine dikkat çektik.
Bu romantik ötesinde duygusal duruma ve hassasiyete karşı nezaketimizi korumaya özen gösterdik.
Ancak gördük ki takıntılılara bu işi anlatmak zor, neredeyse imkânsız.
Ne yaptık?
Bu vahim durum karşısında işi terse çevirmek zorunda kaldık.
Takık tezinin karşısına ‘takmayan tezini’ koyduk.
Kadem Mete’nin büyük ve yüksek ihtimal yeniden il başkanı olarak atanabileceğini, ilk genel seçimde de milletvekili adayı olabileceğini öne sürdük.
‘Biz böyle düşünüyoruz’ dedik.
Her gelen takıntılıya; üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söyledik.
Üç gündür ne gelen var ne de giden…
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Mart 2020