YERLİ TURİSTİN YENİ TURİZM MODELİ
Sarı yaza girdik sayılır.
15 Eylül’den sonrası biz Egeliler için sarı yaz.
Bilindiği gibi bakanlıkça 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren 50 oda ve üzeri otellere zorunlu hale getirilen uygulama ile Muğla’da 204’ü bakanlık, 146’sı belediye belgeli toplam 350 başvurudan 329 otele sertifika verildi.
195’i bakanlık, 134’ü belediye belgeli.
Ağustos ayı itibariyle 2020 yılı Muğla’ya havayolu ile gelen turist sayısı 250 bin civarında.
Büyük çoğunluğu sertifikalı otellere yerleşti ya (!) sertifikalı otellere soruyoruz; “Durum ne?”
Aldığımız yanıt net: “İdare ediyoruz”…
Ya diğer otellerde, konaklama tesislerinde durum ne?
Oralarda durum vahim.
Birçoğu kapalı, açık olanların da durumu iyi değil.
Pandemi sürecine rağmen iyi olan var mı? sorusunun yanıtını arıyor ve ilginç bir sonuçla karşılaşıyoruz.
Büyük kapasiteli otellerin aksine küçük, butik işlemeler yükünü almış ya da almak üzere.
Küçük kapasiteli, 10-20 yataklı işletmeler halinden memnun.
Pansiyonlar, apartlar da öyle.
Tamamı olmasa da büyük çoğunluğu şikâyetçi değil.
Marmaris’te yıldızlı tesislerin büyük çoğunluğu zor günlerden geçerken, Hisarönü, Selimiye, Orhaniye, Bozburun gibi yerleşkeler ve bu yerleşkelere bağlı köy/mahalleler, Datça’da ise Eski Datça, Palamutbükü, Zarbun, Reşadiye, Mesudiye gibi yerleşkelerde yerli turist hareketi gözleniyor.
Muğla merkez olarak, Milas-Bodrum tarafını çok fazla hissedemiyoruz.
Zira aynı karayolu güzergâhında değiliz.
Ancak Muğla merkezin Fethiye, Marmaris, Datça Köyceğiz, Ortaca ve Dalyan karayolu üzerinde olmasıyla hissettiğimiz bir araç trafiği yoğunluğu var.
Denizli ve İzmir hattı da unutulmamalı.
Hafta içi kısmen, hafta sonu ileri boyutta oluşan araç yoğunluğunu sanıyoruz tatil anlayışının ve tercihlerin değişmesi oluşturuyor.
Pandemiden kaynaklanan izole/güvenli yaşam tercihi turizmde eğilimleri değiştiriyor.
Pandemi sürecinde büyük oteller değil küçük işletmeler, şehir merkezleri değil beldeler hatta uzak köyler, orman içi yerleşkeler tercih ediliyor.
Akyaka maden iskelesine yakın bir işletme full dolu.
Yine Gökova’da kişiye özel konutlar kısa süreli kiralanıyor.
Turizmde tercihler değişiyor. Bu nedenle gözlerden, vahşi yapılanmadan ve kalabalıklardan uzak, sakin yerler tercih ediliyor.
Hem koronavirüs belasından, bulaştan uzak durmak, hem de tatil yapmak isteyen çoğunluğu ‘yerli turist yeni bir turizm modeli inşa ediyor’.
Sarı yaza ramak kala Muğla karayollarında İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli, Bursa plakalı araçlardan geçilmiyor.
İnsan o yoğunluğu gördükçe “Ortada kriz var bütün bu araçlardan nereden geliyor? demekten kendini alamıyor.
Sürecin öne çıkardığı bir diğer tatil tercihi, mavi yolculuk yapan tekneler üzerinden şekilleniyor.
Yat turizmi; kara ile temasını kesen, zorunlu olmadıkça insan içine karışmayan tarzı ile hali vakti iyi olanların tercihi olarak pandemi sürecindeki yerini alıyor.
Kamp, karavan ve çadır tercihleri de bu sürecin bir başka ilginçliği olarak karşımıza çıkıyor.
Değişenler listesinde sadece bunlar bulunmuyor.
Pandemi yeme içme alışkanlıklarımızın da sınırlarını zorluyor.
Kafe/restoran menüsüyle sunulan köri soslu trend yemek tercihlerinin yerini (!) anam-babam sofraları, kadim Anadolu’nun organik ürünleri almış görünüyor.
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Eylül 2020